CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nükleer Tıp Merkezi’nde binlerce hastaya aşırı dozda radyoaktif madde verildiğini belirterek, “Bu skandalın üstü örtülemez, sorumlular hesap vermeli” dedi. Uzun, şirket ile Sağlık Bakanı arasındaki bağlantılara da dikkat çekti.
CHP’li Cumhur Uzun, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nükleer Tıp Merkezi’nde 5 yıl boyunca tiroid sintigrafisi işlemleri sırasında hastalara aşırı dozda radyoaktif madde verildiğinin Sağlık Bakanlığı müfettişleri tarafından tespit edildiğini açıkladı.
Uzun, hastane doktorlarının durumu fark ederek tutanak tuttuğunu ve bunun üzerine Bakanlık Teftiş Kurulu’nun 24 Ocak 2024’te soruşturma başlattığını belirtti. Doktorların “verilen radyasyon dozlarıyla, hasta dosyalarında yazılı dozlar arasında fark olduğu” yönünde şikâyetçi olduklarını aktaran Uzun, 9 ay süren denetimin sonunda müfettişlerin iddiaları doğruladığını vurguladı.
Ancak raporda, “konu ile ilgili adli değerlendirme gereği bulunmadığı” ifadelerinin yer aldığını belirten Uzun, bu durumu “düşündürücü” olarak nitelendirdi.
CHP’li Uzun, skandalın büyüklüğüne rağmen Nükleer Tıp Merkezi hizmetlerinin aynı şirkete yeniden ihale edildiğini de açıkladı. Uzun, Kasım 2024’te yapılan ihaleyi MNT Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş.’nin 120 milyon TL’ye kazandığını, müfettiş raporunun ise bu şirketle yapılan sözleşmenin feshedilmesini önerdiğini söyledi.
Ancak, şirketin hizmet vermeye devam ettiğini vurgulayan Uzun, “Bu ihale neden iptal edilmedi? Soruşturma sürerken aynı firmaya 3 yıllık hizmet süresi nasıl verildi?” diye sordu.
Uzun, şirketin Yönetim Kurulu Başkanı ile Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun “Sağlıkta Geleceğin Liderleri Platformu” adlı oluşumda birlikte yönetim kurulu üyesi olduklarını da iddia etti. Bu bağlantının, ihalelerin yeniden aynı firmaya verilmesini açıklayıcı bir gelişme olduğunu söyledi.
Skandalın yalnızca Muğla ile sınırlı kalmadığını, şirketin Türkiye genelinde birçok hastaneye hizmet verdiğini vurgulayan Uzun, “5 yıldır şifa arayan binlerce Muğlalı yüksek dozda radyasyona maruz bırakıldı. Bu sadece bir skandal değil, halk sağlığını tehdit eden bir felakettir. Tüm sorumlular adli ve idari olarak hesap vermeli” dedi.
Aşırı dozda radyoaktif madde kullanımı ilk ne zaman tespit edildi?
Bu süreçte kaç hasta yüksek doz radyasyona maruz kaldı?
Muğla’da son 5 yılda tiroid kanseri ve diğer kanser vakalarında artış yaşandı mı?
Şirketin kullandığı cihazlar yeniden denetlendi mi?
Aynı şirket başka hangi hastanelerde hizmet veriyor?
Soruşturma devam ederken şirketin hizmet süresi neden uzatıldı?
Şirket yöneticisi ile Bakan Memişoğlu'nun aynı platformda görev yaptığı doğru mu?
Müfettiş raporunda yargılamaya dair herhangi bir talep yer aldı mı?
Kardiyak sintigrafide yanlış teşhisler konuldu mu?
DTPA yerine farklı ilaç kullanılarak kamu zarara uğratıldı mı?
Bu skandal sonrası kimler hakkında soruşturma başlatıldı?