İYİ Parti Grup Başkanvekili ve Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş’ın tutuklanmasına tepki göstererek, “Bu milletin hiçbir şeyden haberinin olmadığını mı zannediyorsunuz. Medya denince aklınıza sadece yandaş medya mı geliyor? Elbette doğru yaptığınız zaman takdir edileceksiniz ama yanlış yaptığınız zaman da uyarılacaksınız. Hep alkış beklemeyin, hep takdir beklemeyin, hep biz ne dersek o olacak demeyin; olmayacak sayın iktidar olmayacak” dedi.
İYİ Parti Grup Başkanvekili ve Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, TBMM’de gündeme dair basın toplantısı düzenledi.
AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılında Türkiye'de 59 bin 187 hükümlü ve tutuklu bulunduğunu, bu sayının bugün 300 bini geçtiğini belirten Çömez, Görünen o ki AKP doymuyor. İnsanları cezaevine koymaya ve insanları korkutmaya doymuyor ve bunun hazırlıklarını yapıyor. 2025 yılı içerisinde 1.2 milyar liralık bir cezaevi bütçesi ayrılmış. Ve bu bütçe 2027 yılı sonuna kadar da 23.5 milyar TL olacak. İnanılmaz bir bütçeden bahsediyoruz” dedi.
Türkiye’de 11 yeni cezaevi yapılacağını kaydeden Çömez, “Bu 11 yeni cezaevi için planlanan alan 703.974 metrekare. Açıkçası gördükleri her yerde cezaevi planlayan bir iktidar haline geldiler. Peki neden bunu yapıyorlar? Çünkü iktidar derin bir korku ve kaygı içerisinde. Koltuğun altlarından kayıp gittiğinin gerçekten farkında. Her gün yeni bir skandalla uyanıyoruz. Her gün yeni bir hukuksuzluğa, yeni bir demokrasiden uzaklaşan sürece uyanıyoruz.” ifadesini kullandı.
Halk TV’ye bilirkişi soruşturması
Halk TV’ye yönelik bilirkişi soruşturması kapsamında yaşananlara değinen Çömez, “Halk TV’de paylaşılanlar basın etiği açısından sorgulanabilir. Bunu sorgulamasını ilgili merciler yapar. Eğer bir soruşturma açmak istiyorsanız ve buna dair bir kanun maddesi de bulmak istiyorsanız, haberleşmenin gizliliğinin ihlaliyle ilgili 132. maddeyi tartışabilirsiniz. Ama her iki durumda da ortada bir katalog suçu yoktur. Ve bununla ilgili yapılması gerekenler bellidir. İki satır yazı yazarsınız ve ‘bu konuda ifadenizi alacağız’ dersiniz.” şeklinde konuştu.
“Korkarak iktidarınıza sahip çıkacağınızı mı sanıyorsunuz?”
Türkiye’nin tanıdığı ve ortak özellik olarak iktidarın yaptıklarına hayır diyen gazetecilere terörist muamelesi yapıldığını savunan Çömez, “Son olarak Suat Toktaş, Silivri'nin soğuk koridorlarına gönderildi. Bunu yaparken bile hukuku ayaklar altına aldılar. Sanki bir teröristmiş gibi sorguladılar. Çay isteyen Suat Toktaş’a bir bardak çayı bile çok gördüler. Ailesi, ‘Bir kere sarılalım bir kere vedalaşalım kendisiyle’ dedi. Onu da çok gördüler. Allah aşkına ne oluyor bu ülkeye? İktidara sesleniyorum; neden korkuyorsunuz, kimden korkuyorsunuz? Korkarak ya da korkutarak koltuğunuza sahip çıkacağınız mı zannediyorsun?” diye sordu.
“Medya deyince aklınıza sadece yandaşlar mı geliyor?”
Çömez, “Bu milletin hiçbir şeyden haberinin olmadığını mı zannediyorsunuz. Medya denince aklınıza sadece yandaş medya mı geliyor? Sizin istediğinizi yazanlar, sizin söylediğinizi telaffuz edenler, sizin istediğiniz gibi kamuoyuna mesaj verenleri mi gazeteci zannediyorsunuz? Asıl gazeteciler size itiraz edenler, sizin yaptıklarınıza ışık tutanlar, sizi ikaz edenlerdir. Elbette doğru yaptığınız zaman takdir edileceksiniz ama yanlış yaptığınız zaman da uyarılacaksınız. Hep alkış beklemeyin, hep takdir beklemeyin. Hep biz ne dersek o olacak demeyin, olmayacak sayın iktidar olmayacak. Ve bütün bunları yaparken istiyorsunuz ki, milletin içinde bulunduğu durum hiç konuşulmasın. Sokaklar açlığa mahkum edilmiş, bunlar konuşulmasın. Emekli çarşıya pazara gittiğinde filesini doldurmak için saat beşi altıyı bekliyor, tezgahların altındaki çürük ürünleri topluyor. Bunlar konuşulmasın istiyorsunuz. Açlıktan çocuk ölümleri arttı. Bunlar konuşulmasın isteniyor” diye ekledi.
Hizbullah tetikçisi aile hekimi olarak görev almış
Şehit Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan’ın da ismini verdiği, terör örgütü Hizbullah'ın üyesi olmaktan aranan Nizamettin Gökçen’in yakalanıp serbest bırakılmasından sonra davanın unutulduğunu, Nizamettin Gökçen’in ise sahte bir isimle dönemin il sağlık müdür olan Kemal Memişoğlu’nun denetiminde olan Bahçelievler İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı Soğanlı Aile Sağlığı Merkezi’nde doktor olarak görev aldığını anlatan Çömez, “İnsan öldürmüş, ömür boyu ağır hapisle yargılanan bu terörist devlet kurumlarında çalışmaya başlamış. Konuyu bugün mecliste gündeme getirdim. AKP’nin doktor olan Grup Başkanvekili, ‘Bütün bunlardan sorumlu İstanbul Tabip Odası’dır’ diyor. İçine düştükleri durumu görünce içim acıdı. Türkiye böyle yönetilmez, bu ülke böyle yönetilmez” diye ekledi.
“Suriye BOP çerçevesinde ikiye bölündü”
İktidar cephesinden son dönemde Suriye ve İsrail’le ilgili açıklama gelmediğine de işaret eden Çömez, “Suriye, Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde ortadan bölündü. Fırat'ın doğusunda bir Kürt yapısı oluştu. Batısında ise HTŞ’nin hakim olduğu bir alan oluşturuldu. HTŞ bu arada ‘Biz İsrail'le çatışmayız. Onunla bir sorunumuz yok. Biz İran'la kavga ederiz’ diyor. Ve bu esnada binden fazla hava saldırısı yapılarak Suriye'nin batısındaki bütün mühimmat depoları yok edildi. Sağlam kalan silahların hepsi de Fırat'ın doğusuna geçirilerek PKK’nın PYD’nin YPG’nin eline teslim edildi.” dedi.
“PYD/YPG’nin tanınması için pazarlık yürütülüyor”
Hermon Dağı’nı işgal eden İsrail’in ise yoluna devam ederek Orta Doğu’nun gözetleme merkezine hakim olduğunu savunan Çömez, “Golan tepelerinden ilerleyip Şam'a kadar geldiler. Şimdi kapalı kapılar ardında bir pazarlık yürüyor. “Türkiye, PYD/YPG’yi tanısın. Ve PYD/YPG’nin içerisindeki 3-5 PKK’lı unsurla bir gösteri yapalım. PKK artık buradan ayrıldı’ diyelim. Türkiye de PYD/YPG’yi tanısın” Bunun çalışmalarını Hakan Fidan sürdürüyor. İmralı canisinin sözde bir çağrısı, ardından 3-5 teröristin silah bıraktığına dair görüntüler ve ondan sonra bizim yıllarca terör ordusu dediğimiz PYD/YPG’nin Türkiye tarafından tanınması. Amerika ile Türkiye arasında bu pazarlıkları yürüyor” açıklamasını yaptı.