10004,38%-0,77
35,83% 0,20
37,19% -0,26
3225,48% 0,32
5153,04% 0,97
Cumhuriyet’in ilanından bu yana laik ve bilimsel temeller üzerine inşa edilen Türk eğitim sistemi, AKP iktidarıyla birlikte ciddi eleştirilerin odağı haline geldi. İ
Cumhuriyet’in ilanından bu yana laik ve bilimsel temeller üzerine inşa edilen Türk eğitim sistemi, AKP iktidarıyla birlikte ciddi eleştirilerin odağı haline geldi. İktidarın, eğitimde ve sağlıkta Cumhuriyet kazanımlarını hedef alan politikalarının son halkası olarak çıkan ÇEDES projesi, kamuoyunda büyük tartışmalara yol açtı.
Açılımı "Çevreme Duyarlıyım ve Değerlerime Sahip Çıkıyorum" olan proje, ilk bakışta masum bir adım gibi görülse de eleştiriler, projeye dair gizli bir ajandanın varlığına işaret ediyor. Proje kapsamında din görevlilerinin okullarda öğrencileri belli konularda bilgilendirdiği ve manevi destek sunduğu belirtiliyor. Ancak eleştirmenler, bu uygulamaların bilimsel eğitimden uzaklaştırıcı ve siyasi ideolojilerin gençlere empoze edilmesini kolaylaştırıcı bir zemin hazırladığını savunuyor.
Son olarak Kars Merkez İmam Hatip Ortaokulu’nda ÇEDES projesi kapsamında “sabır” konusunu işlemek amacıyla okulda bir maket mezar kurulduğu ve annesini kaybetmiş bir öğrencinin bu mezar başında ağıt yaktığı bildirildi. Bu uygulama, çocuklarda travmalara yol açabileceği endişesini beraberinde getirirken, çoğu kişi tarafından sert bir şekilde eleştirildi.
“Okullar Bilim Yuvası Olmalı”
CHP Gençlik Kolları Genel Başkan Yardımcısı Selvinaz Durur, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, şu ifadeleri kullandı:
“Eğitim sistemimizde temiz su ve hijyen, öğrencilere üretsiz yemek sağlanması, kış saati uygulamasının yaratığı sorunlar ve fırsat eşitsizliği gibi temel sorunlar dururken, iktidar ‘maneviyat’ adı altında gençlere siyasi fikirlerini empoze etmeye çalışmaktadır. Bu tür uygulamalar bilimsellikten uzaklaştığı gibi çocukların psikolojisini de olumsuz etkileyebilir. Okullar bilim yuvaları olup siyasi fikirlerin empoze edileceği yerler değil, gençlerin bilim, kültür ve sporla gelişeceği ortamlardır. Bu yanlıştan derhal dönülmelidir.”
Eğitimdeki bu yeni yönelim, gençlerin bilimsel ve laik bir ortamda eğitim alma hakkına zarar verip vermediği konusunda tartışmaları daha da kızıştıracak gibi görünüyor.