10840,59%1,05
36,60% 0,09
39,72% 0,19
3522,36% 0,13
5671,28% 1,27
Bugün, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesinin simgesi olan İstiklal Marşı’nın kabulünün 104. yıl dönümü. Ancak, ülke ekonomisinden adalet sistemine kadar birçok alanda yaşanan sorunlar gündemdeki yerini koruyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 104 yıl önce “Ya İstiklal Ya Ölüm” parolasıyla varlık-yokluk savaşı verilirken, bugün yetkilerinin gasp edildiği ve ülkenin ekonomik çöküşe sürüklendiği ifade ediliyor.
Türkiye’de yoksulluk, cehalet ve korku siyasetiyle halkın sindirildiği belirtilirken, ekonomi yönetiminin hatalı politikalarına dikkat çekildi. İddialara göre, ekonomik darboğazın asıl sebebi sarayın ve çevresinin aşırı harcamaları.
Geçtiğimiz günlerde Çayırhan Maden ve Termik Santrali’nin 160 milyar lira değerinde olmasına rağmen sadece 20 milyar liraya satılması, kamu kaynaklarının nasıl yönetildiği konusunda büyük tepkilere yol açtı. Vatandaşın cebinden çıkan milyarlarca liranın yandaşa aktarıldığı öne sürülüyor.
Hükümetin emeklilere 4 bin liralık bayram ikramiyesi açıklaması da eleştirilerin odağında. 2018’de 1000 lira olarak verilen ikramiye ile yaklaşık 5 gram altın alınabilirken, bugün aynı ikramiye ile ancak 1 gram altın alınabiliyor. 2018’de asgari ücretin %60’ına denk gelen ikramiye, bugün 13 bin lira olması gerekirken sadece 4 bin lira olarak belirlenmiş durumda.
Yetkililerin “Dolarla işiniz ne?” söylemine karşın, şehir hastaneleri, otoyollar ve köprülerde yapılan ödemelerin döviz cinsinden olması, kamu kaynaklarının nasıl harcandığına dair soru işaretlerini artırıyor.
Ekonomik zorlukların giderek arttığı, halkın alım gücünün düştüğü ve gelir adaletsizliğinin derinleştiği vurgulanırken, Türkiye’nin kaynaklarının halkın refahı için kullanılması gerektiği belirtiliyor.
İstiklal Marşı’nın kabulünün yıl dönümünde bağımsızlık ruhunun korunması gerektiği ifade edilirken, ekonomik bağımsızlığın sağlanabilmesi için yeni politikalar geliştirilmesi çağrısı yapılıyor.