9860,29%-8,72
37,81% 3,37
41,25% 3,14
3712,11% 3,70
5898,63% 2,66
19 MART TARİHLİ GÜNÜN KİTAPLARI
BENİM BÜTÜN HAYALLERİM GERÇEK OLUR: Kitap, hayallerinize ulaşmanın tesadüf eseri değil, zihninizin sınırsız potansiyelini keşfetmekle mümkün olduğunu kanıtlayan bir rehber.
SANATÇININ YAŞLI BİR ADAM OLARAK PORTRESİ: “Yaşlanmak ve hiç ölmeyen hırslar hakkında yazılmış acıklı bir ağıt.” The Philadelphia Inquirer.
KLİNİK FELSEFE FRAGMANLARI 2: Kinik felsefenin kurucuları sayılan Diogenes ve Antisthenes’ten kalan fragmanları içeren Kinik Felsefe Fragmanları 1 eserinin devamı niteliğindeki kitap.
SOSYAL EMPATİ: Empati bir kişiden diğerine, bir gruptan diğerine yayılır, ta ki farklılıklar ortadan kalkana ve “onlar” “biz” olana kadar. Bu yüzden sosyal empatinin anlaşılması önemlidir ve bu kitap da buna hizmet etmektedir.
ÖLÜM SOĞUK: Başkomiser Nihat ve arkadaşı Gülcan Komiser, Büyükada'da, Rum Yetimhanesi'nde başlayan, oradan Japonya'ya ve Kamboçya'ya savrulan, Van'da soluklanan ve yine İstanbul'da sonlanan bir cinayeti aydınlatıyor.
YERKUŞAĞI: İlk romanı Ahraz’la okurların sevgisini kazanan yazar kitabında geleneksel anlatımı bir yana bırakarak, “zamanı çıkarınca geriye kalan” şeyleri söze döküyor.
İşte o kitaplar;
Hayalinizdeki hayatı yaşamak için hazır mısınız?
AYŞE Tolga’dan BENİM BÜTÜN HAYALLERİM GERÇEK OLUR. Hayatımız boyunca farkında olmadan kendimize söylediğimiz, içten içe inandığımız sözlerin gücünü hiç düşündünüz mü? “Ben zaten şanssızım!” “Bunu başaramam!” “Para hep zor kazanılır!” Bu inançlar sadece düşünceler değil sizin gerçekliğinizi oluşturan bilmeden verdiğiniz sözlerdir. Yazarın sinirbilim, nöropsikoloji, kuantum düşünce sistemleri ve dünyanın en etkili kişisel gelişim metotlarını harmanlayarak hazırladığı bu kitap, zihinsel güçlenmeyi ve hayalinizdeki hayatı hızla gerçeğe dönüştürmeyi vaat ediyor. Bu kitap sizi, yalnızca okumakla kalmayacağınız, sinirbilimin ve kuantum düşüncenin gücüyle zihinsel dönüşümünüzü hızlandıracağınız pratik uygulamalarla dolu bir yolculuğa davet ediyor. Hayalinizdeki hayatı yaşamak için hazır mısınız? 200 SAYFA.
(DESTEK YAYINLARI)
Dramatik bir içtenlik ve cesaret içeren bir roman
JOSEPH Heller’den SANATÇININ YAŞLI BİR ADAM OLARAK PORTRESİ. Eugene Pota, büyük başarı elde eden ilk romanı sayesinde ünlenmiş bir yazar. Sonraki tüm eserleri eleştirmenlerce ilk romanıyla kıyaslanan Pota, yaşlılığında bir kitap daha yazmaya girişir. Ne var ki kitabın konusunda bir türlü karar kılamaz ve bu arayışında önce eşine yönelir, ardından mitolojiye. Fakat bulduğu hiçbir fikir editörünü tatmin etmez. Başarısız girişimlerinde James Joyce, Franz Kafka gibi yazarların etkisinde kalan yazar bir çıkmaza girer. Yazarın yaşamıyla birçok paralellik taşıyan son kitabı, yazarın ölümünden sonra yayımlanmıştır. “Dramatik bir içtenlik ve cesaret içeren bir roman… Hayli eğlenceli.” The Baltimore Sun. 246 SAYFA.
(EVEREST YAYINLARI)
Sahip olduğu her şeyi bırakarak Kinik yaşamı seçti
KRATES’ten KLİNİK FELSEFE FRAGMANLARI 2- Hasan Ali Yücel Klasikler. Kitap, Diogenes’ten sonra yaşamış diğer Kinik filozoflardan kalan fragmanlara yer vermektedir. Bu ciltte yer alan Kinik filozoflar Astypalailı Onesikritos, Aiginalı Philiskos, Kinik Menandros, Sinoplu Hegesias, Syrakusailı Monimos, Thebailı Krates, Maroneialı Hipparkhia, Maroneialı Metrokles, Kinik Thrasillos ve Kinik Menedemos’tur. Kitap, Diogenes’ten sonraki Kiniklerin en ünlüsü sayılabilecek Krates’i merkeze alır. Sahip olduğu her şeyi bırakarak Kinik yaşamı seçen Krates, antik dünyada pek az rastlanan kadın filozoflardan Maroneialı Hipparkhia’yla yaptığı ünlü “köpek evliliği”yle de diğer Kiniklerden ayrılır. Bu evlilik, antik dönemde evliliğin felsefeyi engelleyip engellemeyeceği meselesine dair tartışmalarda sıklıkla anılır. 88 SAYFA.
(İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI)
Empati bir kişiden diğerine, bir gruptan diğerine yayılır
ELİZABETH A. Segal’den SOSYAL EMPATİ- Başkalarını Anlama Sanatı. Hayatta kalabilmek için başkalarına ihtiyaç duyarız ve insanları “okuma” becerimiz hayatta kalmada başarılı olma ihtimalini artırır. Bizimki gibi bir türün hayatta kalması empatiyle ilgili iki önemli beceriyi gerektirir. İlk olarak, başkalarındaki korku belirtilerini yakalayabilmemiz gerekir. İkinci olarak, çocuklarımızın ilgilenmemiz gereken ihtiyaçları olduğunu kabul etmeli ve biz de özenle bu ihtiyaçları karşılamalıyız. Ancak korkuyu hissedip buna tepki vermek ve başka bir kişinin ihtiyaçlarını okumak bizi mutlaka empatik yapmaz. Bunlar önemli araçlardır ancak empatiye tam anlamıyla dönüşebilmeleri için daha fazla eğitim ve beceri gerekecektir. Yazara göre gruplar arasında empatiyi güçlendirdiğimizde uyumlu, duyarlı ve başarılı topluluklar yaratırız. Tarih boyunca insanlık daha empatik olma konusunda ilerleme kaydetmiştir. Daha empatik olma konusunda etkilenenler, karşılığında başkalarını da etkilemiştir. Empatinin tarihi budur. 296 SAYFA.
(SAHİ KİTAP)
İstanbul'da sonlanan bir cinayet aydınlatılıyor
GONCAGÜL Haklar’dan ÖLÜM SOĞUK. Birkaç adımda cesedin yanına vardı. Kesif bir çürümüşlük kokusu burun deliklerini yaktı. İstemsizce sağ eliyle ağzını ve burnunu örttü. Bu mide bulandırıcı kokuyu içine çekmemek için nefesini tutmak istedi ama akciğerleri göğüs kafesini yırtarcasına inip kalkmaya başlamıştı. Görüntü gerçekten korkunçtu. Çıplak, ufak tefek bir beden parçalanmış, lime lime olmuş halde toprağın üzerinde yatıyordu. Cesedin bir kısmı çamura bulanmıştı. Bir kısmı ise her tondan –açık yeşil, koyu yeşil, kızıl kahve, koyu kahve– çam iğneleriyle örtülüydü. Uzuvlarında yer yer kemikler görünüyordu. Sinekler cesede konup kalkıyor, kurtçuklar çürümüş etlerin üzerinde geziyordu… Önce bir ateş bastı, sonra sırtı buz gibi ürperdi. Midesinin bulandığını hissetti. Kusacak gibi oldu. Gördüklerini unutmak istercesine gözlerini kapattı ama aynı sahne zihninde dönüp duruyordu. Yeniden gözlerini açıp tiksintiyle cesede baktı. Cesedin boyun bölgesi kurumuş ve yer yer pıhtılaşmış kanla kaplıydı. En korkuncu ise cesedin başının olmamasıydı. Cinayet Büro Amirliği'nin kıdemlilerinden Başkomiser Nihat önce yeni mesai arkadaşı Gülcan Komiser'i sarmalayan hüznün gizemini çözüyor, sonra onunla adli tıp biliminin duayeni Adil Hoca'nın verdiği ipuçlarıyla Büyükada'da, Rum Yetimhanesi'nde başlayan, oradan Japonya'ya ve Kamboçya'ya savrulan, Van'da soluklanan ve yine İstanbul'da sonlanan bir cinayeti aydınlatıyor. 224 SAYFA.
(A7 KİTAP)
Zamanı çıkarınca geriye kalan şeyler
DENİZ Gezgin’den YERKUŞAĞI. “Yum gözlerini de düşün, neler kimler duvarlardan geçer, hiç mi kök görmedin betonu çatlatmış, ya delilerin saydam ipleri hayat ağlarını yerden göğe örmez mi? Bu sonsuz yabanlık imkânı, seni ne varlardan ne yoklardan kılar, bir bakmışsın yerdesin, bir bakmışsın yok yerde.” Kitapta dört farklı canlı bir araya geliyor: Çocuk Moy, karabatak Şuri, hayvan mı bitki mi belli olmayan Hagrin ve munçak Cice. Her birini bütünden ayıran bir yan var: Moy sesler duyduğu için hasta sayılmış, ilaçlara bağlı büyümüş bir çocuk; Şuri yaşam alanı işgal edilmiş yorgun yaralı bir kuş; Hagrin “yarı sarmaşık yarı toynaklı, yuvarlanıp kıvrılan bir ses” ve Cice ise bir görünüp bir kaybolan havlayan bir munçak. Rastlantı eseri birbirlerini bulan bu canlılar yaraları ve ayrıksı oluşlarıyla birbirlerine çekilirler. Ancak bir topluluk kurmak, bambaşka bir dünyanın parçası olmak için önce beşerî dilden arınmaları gerekir. Böylece seslerle çevrili, sonu belirsiz bir yolculuğa koyulurlar. Yerkürede yaşanan yıkımla dünyaları parçalanan başka canlıların yeni bir varlık alanında buluşup dönüşmelerinin ve birbirlerinin yaralarını sarıp eksiklerini tamamlayarak anlama erişmelerinin öyküsünü anlatıyor. 80 SAYFA.
(YAPI KREDİ YAYINLARI)