Haftanın Kitapları

Haftanın Kitapları

Gazeteci - Yazar Özkan Saçkan 16 Ekim tarihli kitapları yorumladı.

16 EKİM TARİHLİ GÜNÜN KİTAPLARI


 

MEME: Meme sıklıkla Kafka’nın Dönüşüm’üyle anılan Roth’un erken dönem eserlerinden biri.“Kültürel açıdan kalıcı olacak bir şey okuduğunda insan bunu anlıyor.” Cynthia Ozick.

 

LAL-ZEYNEP İKİ ADIN ÖYKÜSÜ: Tamamen gerçek bir yaşam mücadelesini konu alan bu hikâyede bir ailenin engelsiz yaşamının önündeki tek engelin aslında adalet olduğunun iç burkan gerçeğiyle yüzleşeceksiniz.

 

KENDİ ÜZERİNDE SAMİMİYETLE ÇALIŞANLAR YENİ BİR MABET İNŞA EDER:  Von Franz’ın titiz çalışmaları sayesinde okurların bilinçdışının karanlık yollarında güvenle ilerlemeye başlayabileceklerini umuyoruz.

 

MAĞARA VARDIR: Şiiri ayrı zamanları ve zeminleri şairin geniş evreninde yeniden sınayan bir şiir. Sadece gerçeklik değil; metafizik, tarih, mitoloji, anatomi de…

 

ÇALINAN: “Açık yürekli ve cezbedici bir roman.”  –Financial Times. “Dünyanın her yerinde sevilecek bir büyüme öyküsü.” Fredrik Backman.

 

GÜNEŞTE GEÇMİŞ- AŞILAMAZ AŞILINCA: Yazarın hikâyesi sadece otobiyografik bir serüven değil, hayallerini gerçekleştirmek isteyen herkese kendi vizyonlarına güvenmeleri için de bir çağrıdır. 

İşte o kitaplar;

“Her aklıma gelene dört elle sarılıyorum”

PHİLİP Roth’tan MEME. “Çaresizlik içinde her aklıma gelene dört elle sarılıyorum. Kendi kendime dedim ki, Bu illete ‘edebiyat’ yüzünden tutuldum. Ders olarak okuttuğum kitaplar beni bu duruma getirdi – bu saplantıya o yüzden düştüm. Avrupa edebiyatı derslerimden söz ediyorum. Yani, diyorum ki, her yıl üst üste Gogol’ü ve Kafka’yı anlatmak – yani her yıl Burun’u, Dönüşüm’ü okutmak.” Üniversitede edebiyat dersleri veren David Kepesh, bedeninde bazı fiziksel değişimler fark edince kendini gözlemlemeye başlar. Kasığında bir ağrıyla başlayıp hislerine ve hazlarına etki eden bu sürecin sonunda da, Gregor Samsa misali, kocaman bir memeye dönüşür. Olan biteni anlamakta zorlanan yalnızca kendisi değildir. Bir meme olarak günlerini hastane odasında doktorların ve hemşirelerin bakımı, terapisti Dr. Klinger’ın kontrolü altında geçirir. Bedensel arzularla kıvranıp zihinsel kuruntuların içinde kaybolurken çıldırdığını kabullenmeye hazırdır. Ancak çevresindekiler ondan makul olmasını ve yeni doğasını kabul etmesini ister. Fakat hayatına yetmiş kiloluk bir meme olarak devam edeceğini nasıl kabul edebilir ki?  72 SAYFA.
(CAN YAYINLARI)

Tamamen gerçek bir yaşam mücadelesi

BEYZA Katıkçı’dan LAL-ZEYNEP İKİ ADIN ÖYKÜSÜ - Bir Farkındalık Yolculuğu. Tekâmül için zaruri olan en kuvvetli şey sevgidir. Kalbinizden kötülükleri attığınızda hafiflediğinizi hissedersiniz. İnanmak ve bir olmak, insan ruhunun en derin güçlerini açığa çıkarır; birbirine kenetlenmiş kalplerle, çözülmesi imkânsız gibi görünen zorlukların üstesinden gelirsiniz. Hayalleri gerçekleştirmenin, en karanlık anlarda bile bir ışık bulmanın ve birlikte daha güçlü olmanın sırrını belki de hep farklı yerlerde aradınız; aslında çözüm hep gözünüzün önündeydi. Katıkçı Ailesi’nin on sekiz yıllık hikâyesinde sadece bir yaşam mücadelesiyle değil, aynı zamanda insan ruhunun gücüyle ve sevgi ile inancın en karanlık zamanlarda bile umut ışığı olabileceğinin eşsiz örneğiyle karşılaşacaksınız. Aile üyelerinin kaleme aldığı her satırda âdeta Zeynep’le birlikte doğacak, her noktalamada onunla büyüyecek, her satır başında onunla birlikte bir engeli daha aşacaksınız. 176 SAYFA.
(CERES YAYINLARI)

Bilinçdışının karanlık yollarında güvenle ilerleme

REHA Kuldaşlı’dan KENDİ ÜZERİNDE SAMİMİYETLE ÇALIŞANLAR YENİ BİR MABET İNŞA EDER- Marie Louise Von Franz. “Bireyleşmenin amacı, kendi yaşamının farkında ve bundan sorumlu olan, tam bir insan inşa etmektir.” – Marıe-Louıse Von Franz. Carl Gustav Jung’un yakın çalışma arkadaşlarından biri olan Marie-Louise von Franz’ın zengin entelektüel mirasını mercek altına alan bu kitap, derinlikli bir keşif sunuyor. “Kendini bilmek” ile başlayan bu keşif, bilinçdışı sembollerin rehberliğinde rüyalardan geçerek masallarda gizli evrensel hakikatlere, eski simyacıların fırınlarından kolektif bilinçdışının arketiplerine uzanıyor. Von Franz’ın temel fikirlerini tanıtmayı amaçlayan bu kitapta arketipler, gölge, anima gibi kavramların karmaşık dinamikleri incelenerek insanın psişesine dair derin bir kavrayışın ipuçları sunuluyor. Ayrıca, kadim bir sanat olan simyanın kişisel veya ruhsal dönüşüm sürecindeki önemi incelenirken çağımızın önemli ruhsal ve felsefi sorunları da irdeleniyor. 112 SAYFA.
(DESTEK YAYINLARI)

Buraya daha önce geldin mi, evine?

SELCAN Peksan’dan MAĞARA VARDIR. Patikayı izleyerek, bir işaret bekledik sazlıklardan sana, göl suyuna dinginlik, sana yosun ferahlığı, ver elini, seni eksik uzvun tesellisi, ağrıyan kemiğin. Kan birikiyor, ilk günümüz, kaçıncı ayımız, takvime bak, bugün doğmayanlar için isim önerileri, her gelene bir aziz, her düne sırt çevirme, sana yaşayacak ne kalıyor geriye, et et üstüne insan, öpüp yanımıza aldık, öpüp ardımızda bıraktık, ver elini, seni, yolumuzu bulmayı, buraya daha önce geldin mi, evine? 136 SAYFA.
(EVEREST YAYINLARI ) 

Küçük bir kızın sancılı büyüme öyküsü

ANN - Helen Laestadius’tan ÇALINAN. İsveç’in Kuzey Kutup Dairesi içinde kalan topraklarında kış tüm gücüyle hüküm sürmektedir. Ailesi, Sami ailelerin çoğu gibi rengeyiği yetiştiriciliğiyle uğraşan dokuz yaşındaki Elsa bir sabah çok sevdiği rengeyiğinin katledilişine tanık olur fakat kendini ve ailesini korumak için sessiz kalmayı seçer. Geçim kaynağı olmanın ötesinde yaşamsal bir önem taşıdıkları halde “çalınan” rengeyikleri ile ilgili yapılan sayısız şikâyet sonuçsuz kalacak, kanun gereği hırsızlık sayılan bu suçla ilgili herhangi bir işlem yapılmayacaktır. Ta ki aradan yıllar geçene ve artık bir yetişkin olan Elsa hem içinde bulunduğu toplumun hem de kendisinin kaderini değiştirmek için harekete geçene dek… Yazarın gerçek olaylardan yola çıkarak yazdığı ödüllü romanı Çalınan, İsveç’te ulusal bir çoksatar olmanın ötesine geçerek 24 dile çevrildi ve dünyanın dört bir yanından okurlarının beğenisini kazandı. Kitap, küçük bir kızın sancılı büyüme öyküsünden, yılın büyük bir bölümünü karlar altında geçiren coğrafyadaki zorlu yaşam şartlarına; iklim krizinin etkilerinden, Sami halkının yıllardır yaşadığı baskı ve ayrımcılığa; birbirlerine sıkıca bağlı aile üyelerinden, bireylerin hayatta kalma savaşına dek pek çok konuyu zarafet ve ustalıkla ele alıyor. “Açık yürekli ve cezbedici bir roman.”  –Financial Times. “Dünyanın her yerinde sevilecek bir büyüme öyküsü.” –Fredrik Backman. 472 SAYFA.
(İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI)

Sincap kılından fırça yapmak zorunda kalan genç 

MEHMET Güler’den GÜNEŞTE GEÇMİŞ-AŞILAMAZ AŞILINCA. Ünlü ressamın zorluklar içinde yetişip bir dünya sanatçısı olmasının sürükleyici öyküsü...  Anadolu’nun ücra bir köyünde 1944 yılında doğan, suluboya fırçası bile alamadığından kendine sincap kılından fırça yapmak zorunda kalan azimli bir genç... Türkiye ve Almanya’daki akademik eğitiminden sonra, serbest sanatçı olarak 1977 yılında yerleştiği Almanya’da, kendisini Türkiye ve Avrupa’da kabul ettiren bir dünya sanatçısı... Sürükleyici ve heyecan verici bir hikâye…  352 SAYFA.
(REMZİ KİTABEVİ)

//