9810,94%-0,50
37,87% 0,29
40,99% -0,32
3709,19% 0,12
5951,68% 0,76
İYİ Parti Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Buğra Kavuncu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasına tepki göstererek ‘postalsız bir darbe girişimi’ yaşandığını söyledi.
İYİ Parti Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Buğra Kavuncu, TBMM’de gündeme dair basın toplantısı düzenledi.
“Turpun büyüğü heybede” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ardından bir açıklama yapmadığına işaret eden Kavuncu, “Hatırlayın bütün süreç oradan başladı.
‘Turpun büyüğü heybede’ dedi, ondan sonra sanki talimat alınmış gibi bir anda bütün operasyonlar başladı. Ülkede insanlar tepki gösteriyorlar, endişeliler ama Cumhurbaşkanı’ndan tek bir söz duymadık” dedi.
“İktidar siyaset mühendisliğine başladı”
İktidarın seçmenle ilgilenmeyi bırakıp seçilenlere odaklandığını belirten Kavuncu, “İktidar siyaseti bırakmış, siyaset mühendisliğine başlamıştır. Dolayısıyla tüm bu süreç bizlere şunları ifade edebilme ortamını doğurmuştur; iki gün önce Türk demokrasisine bir müdahale girişimi yaşanmaya başladığı duygusunu gördük. Kişilerden, partilerden bağımsız bir darbe girişimi olduğunu, bu meclis çatısı atında bulunan herkes atık kabul etmelidir. 12 Eylül'de, 28 Şubat'ta olduğu gibi bu sefer postalsız bir darbe girişimi sabah saatlerinde iş başındaydı. Bunu maalesef hep beraber gördük.” şeklinde konuştu.
“Çok tehlikeli bir oyun oynuyorsunuz”
“Türk milletine demokrasiyi siz hediye etmediniz. Bu milletin 150 yıllık bir demokrasi birikimi var” diyen Kavuncu, “Demokrasi konuşmak ve tartışmaktır. Bu ülkede konuşmayı, tartışmayı aldınız; milleti birbirine kırdırma aşamasına geçtiniz. Çok tehlikeli bir oyun oynuyorsunuz. Bu oyunun altında kalırsınız. Bir uçuruma sürükleniyorsunuz. Kendi sürüklendiğimiz uçurma Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni sürükleyemezsiniz.
Seçimle gelen seçimle gider inancı ortadan kalkmak üzeredir.” değerlendirmesini yaptı.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun “bütünleşik muhalefet” çıkışını hatırlatan Kavuncu, “Bu bir ittifakı, seçim hesaplarını aşan ortak bir bakış ve ortak bir duruşu yansıtan bir anlayış olmalıdır.” diye ekledi.
“Kıvılcım yangına dönerse altında kalırız”
İmamoğlu’nun diplomasına yönelik tartışmalar sürerken Dervişoğlu’nun “Kaos yaratacak adımlar atmayın” şeklinde uyarılarda da bulunduğuna işaret eden Kavuncu, “O uyarıya rağmen bu adımlar atıldı. Ülkenin insanları birbirlerini kırdırmaya itiliyor, birbirlerine diş bilemeye zorlanıyor, birbirlerine ters bakmaya itekleniyorlar. Olan bitenin bu şekilde devam edeceğini düşünen varsa da ancak yanılıyor. Bir kıvılcım ateşe dönüşmüş durumda ama unutmayın ki; bu bir yangına dönerse hepimiz altında kalırız.” değerlendirmesini yaptı.
“Bugün buna cüret edenler yarın sizin kapınıza dayanacak”
“Hem mezuniyet şartı hem 2 dönem kuralı kaldırılsın” şeklinde yapılan önerilere tepki gösteren Kavuncu, “Mesele gerçekten bu kadar mı? Bütün bu fırtına, bütün bu konuşulanlar bundan mı ibaret? Bu saatten sonra kaybedeceğini anlayan bir iktidar, karşısında herhangi bir aday bırakır mı zannediyor bu öneriyi yapanlar. ‘2 dönem kuralını ve yüksek öğrenim kuralını kaldıralım. Böylelikle bütün bu mesele de ortadan kalkar’ diyenler bu kadar mı saf? Bunu göremiyorlar mı? Bugün İmamoğlu, yarın bir başkası. Mesela konuşuluyor. Mansur Yavaş olmayacak mı, yok mu bu ihtimaller? Bütün bunların konuşulduğu bir Türkiye'deyiz. Bugün buna cüret edenler yarın sizin de kapınıza dayanmayacak mı zannediyorsun? Bugün anayasayı ortadan kaldırmaya teşebbüs edenler, ‘Anayasa Mahkemesi kalksın’ diyenler yarın sizin bizim vekillerimize, irademize el koymayacak mı zannediyorsunuz?” diye ekledi.
Kavuncu şöyle devam etti:
“Bu şartlar altında kirli pazarlıklara girişmek bir çözüm değildir. Gerekirse muhalefet, bu meclisten çekilmeyi konuşacağına, Genel Başkanımız grup konuşmasında da ifade etti; kendini önüne çıkan adayları bu şekilde ekarte edecek birtakım girişimlere girilmeye devam edilirse o zaman da bir seçime katılmama çağrısının yapılması, muhalefetin somut adımlar atması gerektiği noktasına geldiğimizin de bir ifadesidir. Bu iktidar bu cüretle sandıktan çıkan sonucu tanımayacak noktaya gelmiştir. Bunun da örneklerini gördük. Artık seçimleri iptal ederek elde edemeyecekleri sonuçları, adayların muhtemel adaylıklarını yok ederek engelleme yoluna gidiyorlar”