Türkiye Çevre Platformu (TÜRÇEP), sulak alanların korunmasına yönelik kritik bir açıklamada bulundu. Yapılaşma, kirlilik, kurutma ve aşırı kullanım gibi sebeplerle sulak alanların yok olma tehdidiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çeken platform, yetkililere ve kamuoyuna acil çağrıda bulundu.
Biyolojik Çeşitliliğin Merkezi Sulak Alanlar
TÜRÇEP tarafından yapılan açıklamada, sulak alanların tropik yağmur ormanlarından sonra biyolojik çeşitliliğin en yoğun olduğu ekosistemlerden biri olduğu vurgulandı. Yapılan açıklamaya göre, dünyadaki canlı türlerinin yaklaşık %40'ı sulak alanlarda yaşamaktadır. Türkiye'de ise 122 sulak alan bulunurken, bunların yalnızca 14'ü Ramsar Alanı statüsünde korunmaktadır.
Ramsar Sözleşmesi ve Türkiye'nin Yükümlülükleri
1971 yılında İran'ın Ramsar kentinde imzalanan ve 1975'te yürülüğe giren Ramsar Sözleşmesi, sulak alanların korunmasını ve sürdürülebilir kılınmasını amaçlıyor. Türkiye de bu sözleşmeye taraf ülkeler arasında yer alıyor ve bu alanları korumakla yükümlü.
Tehditler ve Acil Tedbir Çağrısı
TÜRÇEP'in açıklamasında, sulak alanların yok olmasının ekosistemleri ciddi şekilde bozduğu belirtilirken, bu alanların öncelikle baraj yapımları, aşırı su kullanımı, sanayi ve evsel atıklarla kirlenme gibi nedenlerle tehdit altında olduğu vurgulandı. Ayrıca, yasa dışı avlanma, sulak alanların tarımsal ve yerleşim amaçlı kurutulması ve yapılaşmanın bu alanları yok ettiği bildirildi.
Kanal İstanbul Projesi Eleştirildi
TÜRÇEP, İstanbul'da yapılması planlanan Kanal İstanbul projesinin de sulak alanlar üzerinde büyük bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekti. Terkos, Küçükçekmece ve Sazlıdere gibi önemli su kaynaklarının bu projeden olumsuz etkileneceği belirtilerek, projeden derhal vazgeçilmesi çağrısı yapıldı.
"Bindiğimiz Dalı Kesiyoruz"
TÜRÇEP, sulak alan kaybını destekleyen politikaların değiştirilmesi gerektiğini belirterek, sulak alanların kurutulmasını öngören yasaların kaldırılması gerektiğini vurguladı. "Bindiğimiz dalı kesmeyelim" uyarısında bulunan platform yetkilileri, sulak alanların korunması için acilen etkili tedbirler alınması gerektiğini belirtti.
Kamuoyuna Çağrı
Açıklamada, karar vericiler başta olmak üzere, tüm ilgili kurumların ve halkın bilinçlendirilmesi gerektiği ifade edildi. Sulak alanlara sahip çıkmanın ekosistem ve insan yaşamı için kritik olduğu belirtilerek, bu konuda her bireyin duyarlı olması gerektiği vurgulandı.