Yarın üç gün iş bırakma eylemi yapacaklar. Ne zamanı, ne yöntemi doğru değil. Zamanı doğru değil çünkü henüz acısı geçmemiş bir yenidoğan pazarı skandalı var.
Zamanı doğru değil çünkü ülke siyasi-politik bir çalkantının tam da göbeğinde. Sahibinin sesi köpek medya dahil, tüm medyada ana gündem bambaşka. Kötü zamanlama. Yöntem de doğru değil.
Bu eylemden sadece ve sadece vatandaşın en garibanı zarar görür. Zengine bir şey olmaz. Sizin hak istediğiniz siyasi kadrolara, üst düzey bürokratlara hiç bir şey olmaz.
Sayın medyamız mensuplarına da hiç bir şey olmaz. Onlar özel hastanelere gidiyor zaten. Veya bir telefon açıyorlar kamu üniversite hastaneleri ve kamu hastanelerinde kapıda karşılanıyorlar.
Bir dediklerini iki etmeyen kadroları var. O yüzden bu eylem asıl sesinizi duyurmak istediğiniz çevreler için "yağmur yağıyor" niteliğindedir. Garibanların da size olan sempatisini azaltmaktan başka işe yaramaz. Ben size bir eylem tarif edeyim. Üç gün değil. 365 gün sürsün eyleminiz.
Eyleminiz sadece tüm siyasi parti temsilcilerine karşı olsun. Tüm üst düzey bürokratlara karşı olsun.
Tüm üst düzey medya mensuplarına karşı olsun. Ve toplumun sizi süistimal eden "anşante" kesimine karşı olsun. Eylem planı gayet basit. -Hatır raporu vermeyin. -Hastayı görmeden bu insanların telefon ile sipariş ettikleri veya bir kağıda karaladıkları hatır reçetesi tanzim etmeyin.
-Endikasyonsuz hatır tetkik ve tahlillerinin altına imza atmayın. Üç gün değil bu eylemi 365 gün ve mümkünse süresiz olarak uygulayın. Ve hepiniz bir arada olun.
Surda delik açan meslektaşlarınızı içinizden eleyin. Türk tıbbının asıl ağır yükünün sizin omuzlarınızda olduğunu ancak bu şekilde anlarlar.
Eski bir pratisyen hekim olarak benim önerim budur.