İstanbula yeni yerleşmiştik. İstanbulun insan gibi yaşanabilir nadir semtlerinden birisine yerleştik. Yerleştiğimiz mahallede üst düzey devlet memurlarının lojmanları var. Hakimler, savcılar, MİT görevlileri vs. Ve biz de hanım nedeni ile o lojmanlardan birisinde yaşıyoruz. Küçük kızımız ilkokul birinci sınıf çağlarında ve yeni bir okulda eğitimine devam edecek.
Evimize elli metre mesafede küçük ama eski tarihlerde iyi isim yapmış bir devlet ilkokulu var. Oraya kaydettireceğiz. Niyetimiz o. Sonra bir duyduk ki! O okulda görevli bir öğretmen eşimin mesai arkadaşının kızına "altın küpe" hediye etmiş. Kız çocuğu. Daha 6-7 yaşlarında. Kulağı bile delik değil. Çocuğun babası bu durumu okul yönetimine bildirmiş. Daha doğrusu şikayet etmiş. "Yapacak bir şey yok." cevabını alınca kızını o okuldan alıp yakınlardaki özel bir okula kaydettirmiş. Ve biz de öyle yapmak zorunda kaldık. İmkanımız vardı dibimizdeki devletimize ait okul yerine ciddi bir bütçe ayırıp özel bir okula gönderdik.
O öğretmen yani küçük kız çocuğuna altın küpe hediye eden o öğretmenin branşını ve o küpeyi neden hediye ettiğini anlatmayacağım. Anlayan anlamıştır zaten. Okul yönetiminin neden sessiz kaldığına gelince. O adam Fetullah Gülen camiası mensubu olmaktan yurt dışına kaçtı çok sonra. Anladınız değil mi? Fetullah öldü ama ruhu ve mirası aramızda ve devletin en kilit noktalarında iş başında. Altın küpe benzeri olaylar ile Atatürkçü, milliyetçi milyonlarca aileyi devletten soğutup özel okullara yönlendirdiler. Servet transferi yaptılar. Çünkü o özel okullar da onlarındı. Şimdi yine iş başındalar. Proje okul öyle mi? Siz şuna "proje milli eğitim" desenize yahu. Nerede ise çeyrek yüzyıldır biz bu emperyalist proje içinde değil miyiz? Bu da benden size altın küpe olsun.