Yıl 2014. TRT İstanbul Televizyonu'nunda çalışmaktaydım. Aynı yıl TRT'nin 50 kuruluş yıldönümüydü. Usta spiker Bülent Özveren TRT'nin 50. Yılı Belgeseli'ni çekiyordu. Ben de bir sonraki yıl yani 2015 senesinde 50. Yılına girecek olan Eskişehirspor belgeseli çekimlerine başlamıştım. Bülent Özveren'in hazırlamakta olduğu belgeselin yapımcısı TRT'de aynı ortamda 10 yıla yakın kader birliği yaptığımız, samimiyeti ve hanımefendi duruşuyla tanıdığım Gözde Akyunak arkadaşımızdı. Bülent Özveren, TRT'nin geçmiş yıllarına adeta damga vuran, 1970'li yıllarda TRT denilince ilk akla gelen isimlerden olan kadim dostu Halit Kıvanç ile söyleşi yapacaktı; ben ise Eskişehirspor'un efsaneleştiği 1965-1975 yıllarında maçlarını radyodan anlatan, gazetelerde yorumlar yazan Halit Kivanç ile söyleşi yapacaktım. 2014 yılında bir İlkbahar sabahı Halit Abi'nin evindeydik. Güzel bir kahvaltı masasında buluştuk Halit Abi, eşi Bülbin Hanim, Bülent Özveren, Gözde Akyunak, yine TRT'den yönetmen Ayla Karlı, kameraman Tevfik Öder..
Bülent Özveren ile Halit Kivanç'ın bir arada karşılıklı TRT'nin geçmiş yıllarını konuşmalarını dinlemek bizler için ayrı bir keyifti. Her ikisi de kuruluşundan itibaren TRT'ye yıllarını vermişlerdi, hafızalardan silinmeyecek programlarla milyonlarca insan tarafından tanınan simalar olmuşlardı. Halit Abinin kendine özgü anlatımı, kimselere benzemeyen sesi, ince ve ayarında esprileri unutulur mu hiç? Bülent Özveren'in yıllar yılı erovision şarkı yarışmalarını başarıyla sunuşu unutulur mu hiç? O gün pek çok şey konuşuldu. Ama Halit Abi'nin birkaç cümlesini seçerek yazmak istiyorum.
Konuşmaların arasında bir ara, 'Hayatım boyunca hiç kimseye ne bir tokat, ne de bir yumruk vurmadım, küfür etmedim,' dedi ve ekledi:
'Bir tek kişiyle bile küs değilim. Hep abi olarak kaldım, yaşım 90, hala dede değilim...'
Bülent Abi söyleşisini bitirdi sıra bana geldi. Söze şeyle başlamıştı yılların Halit Kıvanç'ı
'Mustafa Metin dostum bana sen Eskişehirspor'un efsane yıllarını hatırlarsın, dedi. Ben hatırlamam, çünkü hiç unutmadım ki, 1960'lı yıllarda Eskişehirspor'un maçlarını çok anlattım, Eskişehirliler bana uğurlu spikerimiz, derlerdi. Adeta dost olduk Eskişehirliler'le. Ben İstanbul'da doğdum, istanbulluyum. Ama benim ikinci kez doğduğum şehir Eskişehir'dir, bu anlamda da Eskişehirliyim...
Orasını biraz açmasını istedim Halit Abi'den:
'Tepebaşı Belediyesi yetenekli futbolcuların ayak izlerini Altın Ayaklar Anıt Yolu'nda yaşatıyor, benim de mikrofon tutan elimin ölçüsünü aldılar ve anıt yoluna koydular, bu anlamda ben ikinci kez Eskişehir'de doğdum, dolayısıyla bu anlamda Eskişehirliyim.'
Halit Abi gerçekte bir Fenerbahçe taraftarıydı. Ama spikerliği boyunca hiçbir zaman ayrımcılık yapmamıştı, bu görülmüş, duyulmuş değildi. Yillarca bunu nasıl başardığını çarpıcı bir örnekle anlatmıştı:
'Ben maç anlatırken kendimi savaşta yaralı askerleri tedavi eden doktor gibi görürdüm. Karşi tarafın yaralı askerini düşman diye tedavi etmemezlik yapamazdim. Maç anlatırken daima bu anlayışımı korudum. Evet Fenerbahçe taraftariyim, kulüp üyesiyim ama Fenerbahçe yenilirse vah vah, der geçerim, yenerse oh oh, der geçerim, hepsi o kadar...'
Oldukça yalin donanmış bir evde yaşadıgına tanık olmuştum. 'Gel, sana çalışma odamı göstereyim,' dedi, Dokuz on metrekare çalışma odasında, masasının üzerinde daktilosu, burada kim bilir ne denli ilginç anılar yazıya dökülmüştü. Bu güne kadar 28 kitap yazdım, yirmi dokuzuncu kitabı yazıyorum,' dedi. O an fark ettim, Halit Kıvanç ile söyleşiye gidiyorum, bir tek kitabını bile almamışım, ordan burdan okumuşum anılarını, çok kez de gazete köşelerinden. Halit Abi'nin evinden ayrıldıktan sonra kitaplarından satın almak için Beyoğlu'nda tüm kitapçıları gezdim, spor ile ilgili birkaç derginin dışında kitap bulamadım, yeni çıkan kitaplara ise rastlamak nerdeyse olanaksızdı.
Öldükten sonra yaşamak istiyorsan ölmeden önce bir eser bırakacaksın, diye bir söz var. Halit abi sayısız köşe yazısı, arşivler dolusu programlar ve 30 dalayında yazılmış kitap bıraktı geride.
Televizyonculuğun iki duayen ismini de bir hafta ara ile yitirdik. Bülent Överen 20 Ekim 2022 günü, eski dostu Halit Abi de 26 Ekim 2022 günü aramızdan ayrıldılar. Hani bazı insanlar vardır, hayattayken yakından tanımak istersiniz, her ikisi de oyleydi. Gerçek anlamda beyefendi, örnek insanlar olarak tanıdık onları. Yattıkları yer ışıkla dolsun. Ι