M. DİLEK ÖZKAN


Su Katılmamış İkiyüzlülük...

Su Katılmamış İkiyüzlülük...


Bir belediye barınağında uyuz bir hayvan olsa ortalığı ayağa kaldırıyorsunuz. En küçük bakımsızlığa tahammülünüz yok. Bu iyi güzel tabi. Ama konu gönüllü barınakları denilen ve çoğu rezalet durumdaki yerlerde esir yüzlerce hayvanların durumunu, orada ne hakla esir olduklarını, ihtiyaçları bahane edilerek toplanan paraların kişisel şeylere harcanıp harcanmadığını sorgulamak olunca buna izin yok! 

Yani  eğer içinizden biri yapıyorsa ses yok! Günah yok. Ayıp yok. Ahlaksızlık yok. Ama devlete ait bir yer yapıyorsa kıyamet kopsun! Eğer kıyamet kopacaksa tüm esaret alanları için kopmalı!

Ya esaretin kendisi ile mücadele edersiniz ya da onaylıyorsunuzdur bunun başka açıklaması yok. Özgürlük kafanıza göre şekillendirebileceğiniz bir kavram değil. Ya vardır ya yoktur.

Sizler korkunç ikiyüzlü ve cahil bir sürüsünüz! Hayvan sever bile değilsiniz bana göre. Çünkü onlar için hak mücadelesi vermeyi göze alamıyorsunuz. İyi barınaklar, kameralar, kaliteli mamalar,  çalışan gönüllüler gibi saçmalıklar talep ederek esaretin müreffeh halini onaylıyorsunuz. Sözde refah talep ediyorsunuz. O da yine insanoğlu olmanın verdiği küstahlıkla size göre uygun olan kriterlerle...

Sonra da süslü devasa katliam alanlarının neden kurulduğuna, devletin bu projeleri neden durdurmadığına şaşırıyorsunuz.

Saf cehaletsiniz! Su katılmamış ikiyüzlülersiniz!

Çünkü bir kaçınız hariç hiç biriniz adaletten bahsetmiyorsunuz. Ya da iş adalet sağlamak için harekete geçmek, doğru fikirlere sahip çıkmak olunca içini dolduramıyorsunuz.

Yapamıyorsunuz çünkü hayvanlar için  özgürlük ve adaletin ne olması gerektiği hakkında bir fikriniz yok. Çünkü mücadele etmenin  ne olduğunu, nasıl olması gerektiğini bilmiyorsunuz. Sadece bildiğinizi sanıyorsunuz. Ama cok eminsiniz... Tüm cahiller gibi eminsiniz.

Başka canları yiyor, derilerini giyiyorsunuz! Türcülükle yoğrulup bütünleşmiş algınız adalet ve özgürlüğü bu yüzden tam manasıyla anlayamıyor. Çünkü ruhlarınız bu algıya esir. Kediyi, köpeği, atı korumaya alıp vicdan rahatlatıyorsunuz! Doğrular ancak sizi zora sokmayacaksa doğru...

Şartlı, koşullu sevgilerle büyütülmüş kişilikleriniz ve psikolojileriniz ile sevmenin ne olduğu hakkında bile doğru dürüst bir fikriniz yok. En azla yetinmeyi ve hayvanları da buna mahkum etmeyi fedakarlık sanıyorsunuz. Onları saygısızca, acınacak halde teşhir etmekten  utanmıyorsunuz.

Yeterince onaylanmamış, taktir edilmemiş ve belki de ötelenmiş kişiliklerinizle sizi neye layık gördülerse siz de hayvanları ona layık görüyorsunuz. Korumaktan anladığınız esir etmek ve tok tutmak. Onlar için neyin doğru olduğunu bilmiyorsunuz. Biliyorsanız da bunu sağlamak  için  harekete geçmiyorsunuz. Özgür ve hak sahibi olmaları için harekete geçmek size göre ütopik. Ve aslında işinize öyle geliyor, hayvanların perişanlıklarından besleniyorsunuz. Bazılarınız maddi, bazılarınız manevi tatmin yaşıyorsunuz. 

Hakları size göre barınma, beslenme ve tedavi ile sınırlı. Yani birey olarak siz neye sahipseniz, neye sahip olmanıza izin verilmişse o... Kalitesi kişiye göre değişse de algı biçiminiz aynı ve bundan öteye geçemiyor. Böyle düşünmek, bununla yetinmek işinize geliyor. Çünkü bu muhtaçlık sizin varlık gösterme sebebiniz.

Alıştığınız düşünce biçiminize, bakış açınıza yönelik hiç bir değişikliği gerekli görmeyecek kadar da cahil ve sığsınız. Hatta bu düşünce alışkanlıklarının yarattığı konfor alanınızdan çıkmaktan korkuyorsunuz. Her korkak gibi güvende hissetmek için sürüye sığınıyorsunuz. 

Farklı olana konforunuzu bozup, sizi düşünmeye ve değişime zorlayana ilkel çağlardan kalma dürtülerinize güncel argümanlar giydirip saldırıyorsunuz.

Hak savunuyorsunuz öyle mi? İki yüzlü korkaklar sürüsü sizi... Başka bir canlının (size göre) en iyi biçimde  nasıl yaşaması gerektiğine karar verebilme hakkını kendinizde buluyorsunuz. Küstahlar!

Tüm bu adaletsizliğe dur dediğim, bunu değiştirmek için gidilmesi gereken yolda engel teşkil ettiğinizi söylediğim için benden nefret ediyorsunuz.  Bu çok güçlü bir duygudur. Yoğun enerji gerektirir. Nefret kazanılması gereken bir duygudur. 

Oysa ben sizden sadece tiksiniyorum bu kısa süreli bir bulantı halidir.

Ben ve benim gibilerin neden söz ettikleri bir gün anlaşılacak ve birileri bu fikirleri daha da geliştirip güçlendirerek hayvanlar için hak temelli özgür ve adil bir yaşamı sağlayacak. Ben ve benim gibiler sizinle savaşmıyoruz düşmanla savaşılır. Sizler sadece engelsiniz ve her engel de  elbet aşılır. 

 

 

 

 

 

 

Muğla'da sağanak etkili oldu

NATO Daimi Deniz Görev Grubu-2 Komutası Türkiye'ye Devredildi

Manisa Turgutlu'da Dünya Engelliler Günü Etkinliği

Kütahya'da 3 Aralık Dünya Engelliler Günü Etkinliği: "Engelsiz Kütahya" Projesi Tanıtıldı

Manisa'da Kamyonet Kazası: 1 Ölü, 2 Yaralı

Kütahya Müftülüğü, Engelli Bireyler İçin Camide Düzenleme Yaptı

Kütahya'da "Orman Okulu Projesi" Eğitimi Düzenlendi

Aydın’da 3 Aralık Dünya Engelliler Günü Etkinliği Düzenlendi

Uşak’ta Kaybolan Gökhan Tokay İçin Arama Çalışmaları Sürüyor

Eskişehir’de Acil Sağlık Hizmetleri İçin Yeni Eğitim Merkezi Açıldı

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 13 11 0 2 22 35
2.Fenerbahçe 13 10 1 2 24 32
3.Samsunspor 14 9 3 2 15 29
4.Eyüpspor 14 6 3 5 6 23
5.Beşiktaş 13 6 3 4 7 22
6.Göztepe 13 6 4 3 5 21
7.İstanbul Başakşehir 13 5 4 4 3 19
8.Rizespor 13 6 6 1 -5 19
9.Sivasspor 14 5 6 3 -4 18
10.Konyaspor 14 5 6 3 -5 18
11.Antalyaspor 13 5 6 2 -8 17
12.Trabzonspor 13 3 4 6 2 15
13.Gazişehir Gaziantep 13 4 6 3 -2 15
14.Kasımpaşa 13 3 4 6 -3 15
15.Alanyaspor 13 3 5 5 -4 14
16.Kayserispor 13 2 5 6 -12 12
17.Bodrum FK 14 3 9 2 -11 11
18.Hatayspor 13 1 7 5 -8 8
19.Adana Demirspor 13 0 11 2 -22 2