Ülkemiz tarihinde yaşanan gelmiş geçmiş en büyük felaket olan 6 Şubat depremi sürecinde, hayvan hakları savunma,hayvan koruma neferleri olarak gördük ki; resmi kurumlar ile koordine olmadan adeta yangından mal kaçırır gibi hayvan kurtarmaya koşan bir çok insan ve stk oldu. Bir çoğunun amacı oradaki hayvanları gerek kurtarma, gerek koruma, nakil ve tedavi gibi işler üzerinden para talep etmek için kullanmaktı.
İyi niyetle maddi talepte bulunmadan afet bölgelerine gidenler de var elbette. Onlar kurumlar ile, kurumlar da onlar ile eş güdümlü çalıştılar. Basta hayvanları ve hayvan hakları cephesini ve kimseyi zor durumda bırakmadan çalışmalara destek oldular. Ama böylesi büyük bir kriz sürecinin tek elden koordinasyon yapılmadan, hamasetle, aracına bir kaç torba mama doldurup oraya giderek yönetilemeyeceği de gün gibi ortaya çıktı.
Depremden sağ kurtulan bir çok insana ait hayvanlar bu kaos ortamında bilinmeze gitti. Mikroçip numaraları kontrol bile edilmeden, sahiplerine ulaşılmaya çalışılmadan bir çok sözde STK ve hayvan korumacı kimligi kullanan kişi tarafından alınıp bilinmeze gittiler. Bağış toplama aracı olarak kullanılmaya başlandılar.
İlgili bakanlığın hayvanlara yönelik politikalarının yetersiz ve yanlış dolu olması bu konuya yeterince eğilmemesi büyük bir boşluk doğurdu. Bu boşluğu Türk Veteriner Hekimleri Birliği ve bazı gönüllü sivil toplum kuruluşları gibi iyi niyetli kurumlar elinden geldiğince doldurmaya çalışmıştır. Ama art niyetli organizasyonlar da kendi çıkarları doğrultusunda yardım ve bağış toplama adı altında, insanların iyi niyetlerini suistimal etmek için kollarını sıvamıştır. Tırnağı doldurmayacak yardımları reklam ederek, yayınlayıp karşılığında da büyük bağış kampanyaları yapmışlardır.
Türk Veteriner Hekimler Birliği bünyesindeki odalara bağlı birçok gönüllü hekim ücretsiz hizmetler verdiler, sahra klinikleri kurdular ve tedavi ettikleri canları öncelikle sahiplerine ulaştırıdılar.
Bu da gösterdi ki; ' işi erbabına bırakmak en doğru yoldur'. Bu noktada böyle afet durumlarında kaostan, kargaşadan uzak çalışılması ve sömürünün de önlenmesi için öncelikle işe bir 'Veteriner Hizmetleri Teşkilatı' kurularak başlanmalıdır. Yeterli altyapı, yetkin istihdam ile desteklenmelidir. Bu kurum öncelik olarak hayvan sağlığı ve refahı, doğal afet konularında ilgili akademisyenlerle masaya oturarak yol haritası belirlemelidir. Ülkenin bu konularda heba olan kaynaklarının etkin kullanımını sağlayarak, hem kayıpları azaltmalı, hem de rant odaklarının faaliyetlerine son vermelidir.
Elinden kamera, sosyal medya hesabından iban numarası eksik olmayan bir çok kişi ve kurumun reklam değeri yüksek olduğu için burnunu soktuğu, ancak hiçbirinin kalıcı ve sürdürülebilir çözüm için elini taşın altına koymadığı bu sorun yüzünden hala insan emeği ve maddi kaynaklarımız heba olmaya, vicdanlarımız ve cüzdanlarımız sömürülmeye devam ediyor.
Hükumet ve ilgili bakanlık en kısa sürede bu yönde çalışmalara başlamalıdır.