Bu gün 4 Nisan, insan ile aynı evi paylaşmayan başta köpek ve kediler olmak üzere, SERBEST dolaşan ÖZGÜR hayvanlar için farkındalık günü. 2010 yılından bu yana 33 ülkede her yıl 4 Nisan'da anılan bu gün kimileri için kutlama, bize göre ise FARKINDALIK günü.
Sokakta yasayan hayvanlar insanların yarattığı çevresel faktörler nedeniyle diğer bir çok tür gibi sayısız tehlikeye maruz bırakılarak yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Onlara beslenme desteği vermek, yiyecek ve su sağlamak, kısırlaştırmak için kampanyaları desteklemek, geçici bakımevlerini sıklıkla ziyaret ederek sahiplenmek ve buna teşvik eden gönüllü çalışmalar yapmak çok önemli.
Ama en önemlisi toplumun insan türünden fertlerine bu kültürü kazandırmak. Dünya üzerinde milyonlarca hayvan bir yandan açlıkla, barınmayla ve iklim koşullarıyla mücadele ederken; diğer yandan da ne yazık ki şiddet ve istismara maruz kalmaktadır.
Ülkemizde 5199 sayılı Hayvanları Koruma Yasasından yetersizlik ve boşluklar nedeniyle hayvanlarin yaşadıkları zulümler cezasız kalmamaktadır.Bu nedenle daha etkin koruma sağlayacak yasal düzenlemelere gidilmesi gerekmektedir.
Hayvanların sadece refahı gözetilerek lütfeder gibi iyilik edilecek canlılar değil bizler gibi bu dünyada hak sahibi olan bireyler olduğu bilinmelidir. Bu nedenle anayasal bazda hak öznesi olarak tanımlamaları gereklidir.
Serbest hayvanlarının tedavi ve rehabilite hizmetlerinin uygulandığı kamu ve özel kurum ve kuruluşların etkin denetime tabi tutulması gerekmektedir. Bu düzenlemelerin hayata geçirilmesi ile sokakta yaşayan hayvanların hayat mücadelelerine olumlu katkı sunulabilecektir.
Deney malzemesi olarak kullanılmaları yasaklanmalıdır. Ayrıca fiziken ve ruhen büyük yaralar aldıkları eğlence amaçlı sergilenmelerin, güreş, yarış, gelenek adı altında dönüştürülmelerinin de önüne geçilmelidir.
Popülasyon kontrolü yapılması, yurt genelinde tüm il ve ilçelerde eş zamanli kısırlaştırma seferberliği başlatılması, üretim ve satışın yasaklanması, sahiplenmek isteyenlerin eğitime tabi tutulması ve onlara yönelik her türlü şiddetin caydırıcı cezalar ile karşılık bulması gereklidir.
Her şeyden önemlisi insan dışı hayvanların da ADALET , ÖZGÜRLÜK VE HAK temeline dayalı doğuştan kazandıkları yaşam hakları olduğu ve hiç bir canlının yaşamının bir diğerine üstün ya da öncelikli olmadığı anlaşılmalıdır.