BİLGEHAN BİLGE

Tarih: 28.01.2024 10:20

BENİM ARABAM

Facebook Twitter Linked-in

 

Arabam mümkünse “dizel” yakıtlı olsun.

Mümkünse içten yanmalı 4-6-8 silindirli falan bir motoru olsun.

Hani böyle eski usul karbüratörlü, bujileri olan, triger kayışlı olanlarından!.

Çelik tamponu mutlaka olmalı mesela.

Ve hatta tamponları ekstra güçlendirilerek modifiye edilmiş olursa hiç de fena olmaz.

Tank gibi derler ya hah ,işte öyle.

Klima olsa da olur, olmasa da.

Çünkü sıcak iyidir, seyir halinde açarsın camları. Üfül, üfül serinlersin 40 derecede bile.

Ancak, soğuk havalarda motordan gelen sıcaklığı doğrudan içeriye de vermeli.

Buz gibi havada,

İçerisi köşedeki kuzine’nin ısıttığı ana ocağı gibi olmalı.

Arabamda bilgisayar desteği, çip falan asla istemem.

Bildiğimiz, düz düzen, kurulu düzen olsun.

Tamponlar çelik olsun dedim dedim ama eksik dedim. Şase ve kaporta da öyle olsun.

Çok şey mi istiyorum Allah aşkına?

Teknoloji fakiri miyim ben acaba?

Yok canım.

Ben de konforuma düşkün bir adamım. Arabamda teknoloji de isterim.

Mesela amortisörler kesinlikle kasnak olmalı, yaylana yaylana gidebileyim.

Direksiyon “yağlı direksiyon” olmalı, tank gibi araba başka türlü nasıl kolayca manevra yapabilir ki!

Tekerlekler, tübles (tubeless) olmalı. Mümkünse dolgu lastik tercihimdir.

Frekans aralığı çok geniş bir radyosu olmalı,

İçinde araç içi şarj edilebilir bir telsiz (telsiz, telefon değil!) mutlaka olmalı.

Bu araba çok yakar!

Yaksın anasını satayım!.

Zaten yılda gittiğim beş bin kilometre mesafe.

Elli bin kilometre olsa ne olur?

Çok yaksın zaten.

Hem dizel, hem Ayçiçek yağı, hem motor yağı yaksın mümkünse.

Deprem, savaş, kıtlık, kuraklık, elektirik kesintisi, elektro-manyetik saldırı, güneş patlaması ve bilumum hadise içinde beni hedefe götürür mü? Götüremez mi?

Ben ona bakarım.

Arıza yaptığında, kaputunu açıp derdine şifa olabilir miyim, olamam mı? Ben ona bakarım.

Dizeli bitti!. Yerine motor yağı, hatta, bitkisel yağ yakabilir mi? Ben ona bakarım.

Hülasa,

Ta 1900’lü yıllarda üretilmiş benim size tarif ettiğim teknolojiye sahip arabalar hala yollarda mı?

Hele, hele sahibi tarafından iyi bakılmış 60-70-80-90 yaşında arabalar hala şıkır şıkır iş görüyor mu?

Ben ona bakarım.

..

Ancak son 30 yıl içerisinde üretilen arabalara da bir bakın lütfen.

Çip’liler,

Bilgisayarlılar?

Dijital’liler!..

En ufak arızalarında ne yapmak zorundayız?

Doğru servise.

Hele, hele hibritler, elektrikliler?

Sıradan bir serviste bile dertlerine derman yok!.

“Beyni yanmış!” denildiği an yandınız zaten.

Beyin nakli lazım.

Pür Elektrikliler bambaşka bir alem.

Onların beyni ayrı, enerji depolama sistemleri ayrı bir komedi.

Elektrikliler piyasaya çıkalı 3-5 sene oldu, olmadı.

Ama her yerden dumanlar çıkmaya başladı.

Daha dur.

Bu henüz işin başlangıcı.

Düz yolda, henüz her şey güzel iken seni yolda bırakan bu araçlar kaos ortamında nice olur?

Arıza yaparlar, dilinden anlaman,

Yolda kalırlar şaşkına dönen,

Tamponuna kuş çarpar tampon darmadağın olur. Hasara angut gibi bakakalın!.

Sessiz sessiz gidip yayaya çarparsın ne olduğunu bilemen, (sessiz seyir yaya dikkatini sıfıra indirger.)

Bırak yayayı, hayalet gibi ilerlediğin için, motor gürültün olmadığı için, diğer sürücülerin “işitme alanının” dışında olduğun için hafazanallah!..

Ayrıca.

Bu arabalar “pilli” değil mi?

Pilli.

Senin cep telefonun da aynı “pili” kullanıyor değil mi?

Evet.

Senin cep telefonun bir-iki yıl sonra daha sık şarj ihtiyacı duyuyor değil mi?

Evet.

İşte senin elektrikli arabanın da bir-iki yıl içerisinde yaşayacağı sorun bu.

Prostat’dan mustarip amcalar gibi her yıl daha sık şarj ihtiyacın olacak.

Sık sık tuvalete ( şarj istasyonu’na) gitme ihtiyacın olacak.

Ve bir süre sonra sana diyecekler ki! “Pilleri yenile!.”

Tamam yenileyeyim.

Ve ister inan ister inanma yenileyeceğin pillerin maliyeti arabanın maliyetinin en az %25’ine denk gelecek. Veya daha fazlasına.

Ve aklın başına gelip “hemen elimden çıkarayım” diyeceksin.

Tıpkı cep telefonun gibi!

Kim alacak?

Bakın eskiden şehirlerde kullanılan ama modeli eskiyince satılan arabaların en büyük alıcısı “taşra” idi.

Hepiniz efsanevi “Murat 124’leri, Renault TS’leri, Toros’ları, SW Tofaşları” falan hatırlarsınız değil mi?

Anadolu kırsalı hala onlarla dolu.

Ve hala dağ bayır kullanılıyorlar.

Peki sizin pili bitmiş Tesla’nızı kim alacak?

O yüzden ben “düz arabam olsun istiyorum arkadaş. Dijital sevmiyorum. Mümkünse karasaban.

Hayırlı, neşeli, mutlı pazarlar hepinize.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —