Prof.Dr.Canan Karatay. Her şeyden önce akademik ünvanını sonuna kadar hak eden bir bilim kadını. Zamanında konu ile ilgili bazı tatlı su akademisyenleri kürsülerinin altına saklanıp, ilaç firmaları ile halay ekipleri oluşturup, özel yazıhanelerine hasta pompalarken. "Bir dakika! O iş öyle değil!" diyen hoca. Şimdi bir "zübük" çıkmış. Arkasına da tescilli ABD uşaklarını almış. Akılları sıra bu bilim kadınına saldırıyor. İtibar suikastine yelteniyor. Herşeyden önce ben Canan hocaya küskünüm. Bilgisine değil. Kendisine küskünüm. Çünkü 2019-2023 yıllarında pandemi politikaları ve özellikle mRNA aşılarına karşı verdiğimiz mücadelede bizleri yalnız bıraktı. Ki. Ona çok ihtiyacımız olan bir dönemdi. Diyeceksiniz ki "susturuldu!" Peki biz susturulmadık mı kardeşim? Bizim ana akım medyaya çıkmamız defalarca gizli ve açık eller tarafından engellenmedi mi?
Bizim sosyal medya hesaplarımız birer birer kapatılmadı mı? Bize özellikle TTB üzerinden ceza üzerine ceza uygulanmadı mı? Bir sansür ve sis bulutu içinde biz birbirimizi bulmadık mı? Neyse. Prof.Dr.Canan Karatay bizim gönlümüzde ve gerçek bilim yolumuzda hala en kuvvetli ışıklarımızdan biridir. Ve gündemdeki "zübük" ve destekçileri bu kayadan sadece "toz" alırlar.