Bolu'nun sokaklarını görmedim. Sadece videolarını izledim. Eğer gerçekten izlediğim gibi ise bu taktir edilmesi gereken bir belediyecilik işidir. 1990 yıllarıydı. Yanlış hatırlamıyorsam. Özellikle turizm şehirlerinde birden bire sokaklardaki çöp sepetleri kaldırıldı.
Çöp bidonları kaldırıldı. O tarihlerde zaten şimdiki gibi çöp konteynerleri yoktu. Ama caddelerde, sokaklarda, meydanlarda insan gibi çöp atabileceğiniz bütün gereçler ortadan toz oldu!
Neden diye sorduk! PKK çöp tenekelerine bomba yerleştiriyor da ondan dediler! İşte o gün bugündür hala sokak ve caddelerde hemen hemen en az elli metre ara ile yerleştirilmesi gereken çöp sepetinden mahrumuz.
Bu kafa ile böyle gerizekalı bir önlem alındı ise terör görevini yapmış demek ki! Bir de bunun üzerine kapalı mekanlarda sigara içme yasağı geldi ya. Yer gök izmarit oldu. Naylon poşetler uçurtma gibi havalarda uçuyor. Plastik su şişeleri, gazlı içecek kutuları, kullanılmış peçeteler, şekerli madde ambalajları kabus gibi her herde. Ve ilk yağmur ile beraber tüm bu çöpler nereye gidiyor?
Su havzalarına, denizlerimize, derelerimize, göllerimize. Toprağa karışıp mikropartikül olarak dönüşüp organlarımıza yerleşiyor. Ve iki ayaklı çöp sepetleri olarak bizi her tür hastalığa mahkum kılıyor.
Sokak ve caddeler ve meydanlar teröre teslim edilmiş değilse eğer adım başı bir çöp sepeti görmek lazım. Bu da işin bir başka boyutu.