Önce şunu sormak lazım. Paran var mı? Paran varsa gel seni doçent doktor yapalım. Bu nasıl olabilir örnekleri ile anlatayım. Mesela İstanbulda genç bir beyin cerrahısın.
Ve özel sektörde hastadan daha fazla para alabilmek için bir akademik ünvana ihtiyacın var. Doçent, Profesör falan olursan ona göre muayene ücretin, ameliyat ücretin falan yükselir.
Yeteneksiz bile olsan üç beş yıl idare edersin. Ama doçent veya profesör olman için öncelikle bir üniversitede "hoca" olman lazım. (lazımdı) artık o şart da kaldırıldı.
İhtiyacın olan tek şey belli bir miktar ve kalitede "bilimsel?" makale sahibi olmak. Günümüzde o da kolay iş. Mesela sen İstanbul'da beyin cerrahısın. Diyarbakırda bir profesör sanki bilimsel araştırmayı sen yapmışsın gibi bir makale hazırlar.
Sanki ekip şefi senmişsin gibi ilk isim olarak seni yazar. Senin ne bu araştırmadan haberin vardır. Ne de bu araştırmaya en ufak bir katkın vardır.
Sadece katkın o hocanın İBAN hesabına gönderdiğin para ile sabittir. Yeterince para harcarsan kısa sürede doçent olursun. Elbette bu masrafını da hastalarından ziyadesi ile çıkarırsın.
Alın teri ile akademik kariyerini hak eden az sayıdaki meslektaşımı tenzih ederim ama Fetullah Gülen Terör Örgütünün ülkemize katkılarından biri de bu işler. Yani Türkiye'de paran kadar bilimselsin.