BİLGEHAN BİLGE

Tarih: 27.09.2024 10:00

HAP YAP PARA KAP!.

Facebook Twitter Linked-in

Bu mesleğin henüz adı konulmadı.

Ama Türkiye'de özellikle sağlık sektöründe en yaygın ihtisas bu.

Artık adına Hapoloji uzmanı mı dersiniz, Parakapaloji mütehassısı mı dersiniz onu bilemem.

Bir salgın gibi ,bir çığ gibi büyüyor bunlar.

Her yerdeler.

Ortak özellikleri tıp ile, ilim ile, fen ile uzaktan yakından eğitimlerinin olmaması.

Maalesef bir de bunlara gerçekten tıp eğitimi almış, profesyonel sağlık eğitimi almış arkadaşlar da katıldı. Affedersiniz içlerinde tıp profesörleri bile var yahu.

Ne yapıyor bu arkadaşlar?

Hacamat, sülük, akupunktur, muska, okunmuş su, biyoenerji, çakra açma, büyü, iksir, vera auri, nameste falan bunları zaten biliyoruz.

Hepsinin mağdurlarından en az ben 10 tanesini her yıl ameliyat ediyorum. . Diğer meslektaşlarım da benzer şekilde.

"Abi ben bu tipler gelince maliyet beş ise on diyorum. Ödedikleri ekstra beş,akıl fikir zekatları olsun" diyor genç arkadaşlarım.

Hani eleştiremem haklı çocuklar.

Bu şaklabanlara, bu şarlatanlara basmışlar parayı, vermişler dolarları sonra? Hocam bizi kurtar!..

SGK geçiyor mu?

Yapmayın. Etmeyin. Yaptıysanız da bu konuyu dillendirmeyin.

Sağda ,solda anlatmayın.

Geçici bir rahatlama yaşamış olabilirsiniz.

Ama kolunuzu, bacağınızı elinize alıp geldiğinizde. Altınıza eder vaziyete geldiğinizde. O zamanında sağda solda reklamını yaptığınız şarlatanların daha sizin gibi kaç insanın günahına girdiğini bir hatırlayın.

Hocam cahildik oldu bi kere!

Ne cehaleti arkadaş?

Üniversite bitirmişsin. Hatta doktora yapmışsın. Bu mu cehalet?

Hatta içinizde tıp okumuş adamlar ve hatta uzman hekimler var. Cehalet bunun neresinde?

Hap yap, para kap.

Bir ağabeyim var. O da beyin cerrahı. Yükünü tuttu aldı milyonları amerikaya yerleşti.

Hastalarını ben ameliyat ederdim. O da elime üç beş kuruş tutuştururdu. Türkiyenin en meşhur. Marka beyin cerrahıydı. Tüm İstanbul sosyetesi ona gelirdi. Nisantaşı, Etiler, Beşiktaş Bağdat caddesi.

Elbette tırnak bile kesmezdi. Uzun yıllardır onun adına onlarca cerrah ameliyat yapardı.

Hastanın haberi bile yok. Ameliyatı o yaptı zannedip eşek yükü ile parayı ona verirlerdi.

Ama zeki adamdı. Hastalarını sadece yetenekli cerrahlara teslim ederdi.

Ben ondan çok şey öğrendim.

"Arkadaş. Bir kediden bir değil beş post çıkar. Enayilik etme" derdi.

Ben yapamazdım ama o mükemmel bir şekilde değil beş , on post çıkarırdı bir kediden."

Düşünün. İstanbul'un en anşante aile efratları bu abinin muayenehanesine gelirdi. Elmas yüzükler, inci kolyeler, marka saatler, çantalar falan.

Normal şartlarda bir saatlik basit bir ameliyat ile sağlığına kavuşacak hastaları olurdu bu anşantelerin.

Bu abi evirirdi çevirirdi. Yok akapunkturdu yok karyopraktikti, yok hacamattı, sülüktü, yok nokta atış tedaviydi falan o hastadan elli post çıkarırdı. Ve ekibi vardı. Karyopraktı vardı, hacamatçısı, sülükçüsü vardı. Akupunktur uzmanı vardı yahu.

Ya abi yapma, etme derdim ona.

Ulan oğlum ben yapmasam bu işi kuaför, berber yapacak, yeni mezun sağlık teknisyeni yapacak.

Bu manyaklar bunu istiyor.

En nihayetinde sen ameliyat edip bunları sağlığına kavuşturacaksın.

Acele etme.

Yeter ki meradan kaçmasınlar derdi.

Evet. Durum bundan ibaret.

O yıllarda onu çok eleştirmiştim. Çok kınamıştım.

Ama haklıydı.

Halk gerçeği istemiyordu. Halk şarlatan tezgahının üzerine gönülden yatmak istiyordu.

Çünkü basitti, çünkü ucuzdu, çünkü hap yap, para kap olayıydı.

Ve o abi diyordu ki "Ben en azından bir beyin cerrahıyım. Ben yapmasam bu insanlar nereye gider, kimlerin altına yatar biliyor musun?

Haklıydı.

Ben onun erdemine henüz ulaşamadım.

O bambaşka bir yetenekti. Dolar milyoneri oldu ve gitti Amerikaya yerleşti.

Ben yine sizlerle beraberim.

Canım hastalarım.

Ben böyle mutluyum.


 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —