İran’ın yıkılması sadece molla rejimi’nin yıkılması olarak algılanmaması lazım. İran tıpkı Irak ve Suriye gibi yıkılacak. Yani ülke bütünlüğünü kaybedecek. Emperyalist proje yani Büyük Ortadoğu Projesinin gereği budur. Bildiğiniz gibi ben iflah olmaz bir antiemperyalistim. Ama aynı zamanda bizim lehimize “çıkarcı” bir dünya görüşüne sahibim. Bazen rakibin hamlesini kendi avantajına çevirmek gerektir.
Yani çok bilinen jargon ile “Düşmanımın düşmanı benim dostumdur” İran coğrafyasında en kötü istatistikler ile 35 milyon Türk yaşar. Senden benden daha duru Türkçe konuşan, senden benden daha fazla Türk gelenek ve göreneklerine sahip bir nüfustur bu. Antropoloji, filoloji ve halkbilim İran Türklüğünü kendi içinde tasnif eder.
Coğrafi isimlendirme ile Güney Azerbaycan Türkleri İran nüfusu içerisinde en az 30 milyon olarak bilinir. Ama ayrıca Türkmen Sahra Türkleri var. En az 3 milyon nüfusa sahipler. Türkmenler, Kaşkaylar, Horasan Türkleri, Halaçlar, Sungurlar, Ebiverdiler, Kazaklar ve Özbekler gibi gerek yaşadıkları yer gerekse Türk soyağacı içinde isim sahibi olan milyonlarca insan da mevcuttadır. Dünya üzerinde Türkiye dışında nüfus olarak en çok Türk yaşayan ikinci ülke İran’dır. Ve bizim aksimize oldukça milliyetçilerdir. Dillerine, gelenek ve göreneklerine sadıklardır.
Henüz emperyalizmin tecavüzüne uğramadan steril bir şekilde yaşamlarına devam ederler. Emperyalizm İran’ı yıkacak. Ama bir yıl ama beş yıl ama on yıl içerisinde. Önemli olan husus şu!İran yıkılırken biz İran Türklerinin ne kadar arkasında duracağız?Daha doğrusu onları da bizim gibi emperyalizmin kuklası, uşağı haline getirecek miyiz?Veya o steril insanlardan feyz alıp titreyip kendimize dönebilecek miyiz?