Hatırlarsınız bir araba lastiği reklam sloganıydı.
"Kontrolsüz güç, güç değildir!"
Hatırladınız değil mi?
Aslında bir fren balatası markasının sloganı olmalıydı.
İsrail yine yapacağını yaptı.
Hizbullah tarafından yaygın olarak kullanılan çağrı cihazlarını eş zamanlı olarak patlattı.
Böyle bir şey nasıl olabilir?
Aslında teknik açıdan oldukça basit.
Ortamda bir barut var. Yani patlamaya müsait bir madde. Pil.
Ve bir fitil var. Yani çip.
Eksik olan ne? Bir kıvılcım. İşte o da yazılım.
Bu üçünü bir araya getirmek için ve uzaktan kumandalı bir patlama yaratmak için iletişim ağının içinde olmak yeterli.
Eskiden teorik olarak mümkün diyorduk ki İsrail pratik uygulamasını dün gösterdi.
Bizim değnekli uzmanlar televizyonlarda çıkıp yine uzun uzun olayı incelediler.
İçlerinden biri "üretilen çağrı cihazlarının içine barut konulmuş olabilir" bile dedi.
Halk panik yapmasın. Olayı sulandıralım amaçlı yayınlar bol miktarda gündeme gelecektir.
Neyse geçelim onları.
Dün gerçekleşen olay bir mesaj.
Mesaj oldukça açık ve net.
"İstediğimizi istediğimiz yerde yok etme teknolojimiz var ve bunu kullanmaktan imtina etmeyeceğiz."
Şimdi seni beni aldı bir telaş.
Pil,çip,yazılım ve internet ağı.
Etrafımız dördü bir arada bunlarla dolu. Cep telefonu, laptop, akıllı ev aletleri vs.
Ya bizi de patlatırlarsa?
Üstelik üzerimizde taşıdığımız patlayıcı mühimmat yani pil, minik bir çağrı cihazınınki ile kıyasladığında tahrip gücü misli ile fazla.
Hadi telefonu, bilgisayarı, temizlik robotunu geçtim. Elektrikli arabası olanlar ne yapsın?
Adam her gün konvansiyonel başlıklı bir balistik füzenin üzerinde geziyor.
Ben, biz, siz gariban siviller olarak endişe etmeyelim. Sadece teknik bir arıza nedeni ile patlayabiliriz o ayrı. Yoksa hedef falan değiliz.
Ama devlet endişe etsin.
Devletin bir kolu konvansiyonel ve analog ortama geçmeli. Arşivler kağıt, sabit kalem. İrtibat? Telsiz. Araçlar? Bildiğin eski usul.
Ve hatta çipsiz, yazılımsız uçak, tank, gemi filoları yedekte dursun.
Kontrolü senin elinde olmayan güç en tehlikeli güçtür.