Geniş toplum kesimlerinin tek bir partisi vardır. Ekmek Partisi. Bu gayet doğaldır ve acımasız bir şekilde eleştirilmesi doğru değildir. İnsan tabiatının varoluşunda pragmatizm ve oportünizm önemli bir yer tutar. Bu yüzden arkasında iktisadi güç olmayan her doktrin yok olmaya mahkumdur. Veya en azından kadük bir şekilde hayatına devam eder.
Daha önce de yazdığım gibi Ekrem İmamoğlu ile ilgili süreç "İçerikden bağımsız olarak çok ciddi bir uygulama hatasıydı." Şok edici gelişmenin "hafta ortası" başlaması dikkat çekiciydi.
Ve olaydan saatler önce haberi olanlara adeta bir servet transfer edildi. En basitinden Forex ile ilgilenen arkadaşlar ne demek istediğimi anlamışlardır. Ama bunun yanında geniş kitleler bir iki gün içerisinde aniden ek bir fakirleşme yaşadı. Son yıllarda giderek ağırlaşan ancak yavaş yavaş gelişen fakirleşme halkı yavaş yavaş ısınan tenceredeki kurbağa gibi tepkisiz kılıyordu.
Ancak son olay tepelerinden adeta kaynar su dökülmüş hal ortaya çıkardı. Ve tepki geldi. Her tür telkine rağmen sokakların kaynamaya başlaması ve tepkinin büyümesinin altında sadece İBB soruşturması olduğunu zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Üstelik bu sefer suçlayacak ne Soros çocukları var ortada, ne FETÖ ne de dış güçler.
Tepkinin sebebi "para bitti, aşk bitti" hikayesidir. Cumhurbaşkanının son konuşmasında hem kendisinde hem de dinleyici partililerin yüzlerindeki ifadeye dikkat ettiğimizde onların da aşkın bittiğinin farkında olduğudur.
Toplumsal reaksiyon için bir kıvılcıma ihtiyaç vardı. Onu da becerdiler. Halbuki basit bir "savcılığa ifade verme" davetiyesi ile iş bu aşamalara gelmeyebilirdi. Öyle? Ama yapmadılar. Eğer hafta sonu "tutuksuz yargılama" kararı acilen çıkmaz ise işler iyice sarpa sarar. Üç beş provakasyon ile masum kanı dökülür. Bu gibi gidişatlarda hem ülkemizde hem de dünyada sayısız örnekde olduğu gibi. Öncelikle iktidarın devlet adamı refleksi göstermesi, suküneti sağlaması,,toplumu sakinleştirmesi gerektir.