28 Haziran 2016.IŞİD mensubu köktendinci teröristler Türkiye Cumhuriyetinin gözbebeği Atatürk Havalimanında bir katliam gerçekleştirdi. Çoluk, çocuk, kadın, erkek 45 sivil katledildi.
236 sivil yaralandı. Adeta ellerini kollarını sallaya sallaya taktik saldırı silahları ile, bomba yüklü yelekler ile "güvenlik" kapısından girdiler. Terminal binasına da ulaştılar.İnanılmaz bir güvenlik zaafiyeti olduğu sonradan fark edildi.15 Temmuz 2016. Yine Atatürk Havalimanı. Bu sefer FETÖ ve yine tek mermi atmadan ellerini kollarını sallaya sallaya nerede ise Approach-Hava Trafik Kontrol merkezi ve Kule'ye kadar ilerlediler.
Yine güvenlik zaafiyeti!23 Ekim 2024 TUSAŞ saldırısı. Bir benzer güvenlik zaafı daha! Konumuz geçmişte yaşadığımız acılar ve zaafiyetler değil! Gelelim günümüze. Hepiniz Yeni İstanbul Havalimanını biliyorsunuz değil mi? Dünyanın en büyük havalimanlarından biri.Gurur duyuyoruz. Günde şu kadar uçak kalkıyor, iniyor, yılda şu kadar milyon yolcu falan. Ama bilmediğiniz bir husus var.
Havalimanları vücuttan ibarettir. Dış görünüştür. Apronlar, körükler, yolcu sirkülasyon alanları, dinlenme bölgeleri, restoranlar, lounge'lar falan. Dış görünüş bunlardır.İçeride ise bu vücudun iki hayati organı vardır.Hepiniz kule'yi bilirsiniz. Çoğunuz da yanlış bilirsiniz. Zannedersiniz ki havadaki bütün uçaklar kule tarafından idare ediliyor, yönlendiriliyor, sıralanıyor. Öyle değil.
Havalimanlarının beyni ve kalbi başka bir yerdedir. Havada uçan sineğin dahi görüldüğü radar sistemleri ile donatılmış bir beyin ve kalp. Hayati merkez orasıdır. Stratejik merkez orasıdır. Havadaki pilotlar o merkez ile devamlı irtibat halindedir. Hangi hızla, hangi yönde, hangi irtifada uçacakları konusunda o merkez ile sürekli irtibat halindedir. Adeta gözleri görmeyen bir taksi şoförü gibi sürekli talimat almak zorundadırlar o merkezden. Saniyelik bir irtibat kopukluğu felaket ile sonuçlanır. Hele bir terör odağı bu merkezi ele geçirirse. Havada yüzlerce uçağı birbirleri ile çarpıştırır, şehirlerin üzerine bomba gibi düşürürler. O denli hayati ve stratejik merkezlerdir. Bu kadar bilgi yeter. Merak eden internetten araştırıp okusun.
Bu merkezin yaygın adı "Yaklaşma-Approach"Peki bu yeni büyük İstanbul Havalimanımızın kalbi ve beyni nerede biliyor musunuz?Elbette nerede olacak? Yeni büyük havalimanımızda diyeceksiniz!Hayır orada değil! Eski Atatürk Havalimanında.E o zaman böylesine stratejik bir merkezin bulunduğu yerde "kuş uçurtmuyorladır" Öyle değil mi?Maalesef öyle değil. Yol geçen hanı. Öylesine yol geçen hanı ki! Bakırköy Nüfus Müdürlüğü orada. Emniyete yeni alınan arabaların test sürüş alanı orası. Millet bahçesi var. Pandemi Hastanesi var aynı duvarların içinde. Normal şartlarda NASA gibi, Pentagon gibi korunması lazım ama bir AVM güvenliğinden bile mahrum. Eleştirmiyorum. Uyarıyorum. Bu ülkenin stratejik merkezlerinin güvenliği konusunda uyarıyorum.