.Kuzey Irak ve Suriyenin Kuzey doğusu.Yaklaşık 150 bin kilometrekare coğrafyada bir "ülkeleşme" var. Adı Kürdistan.
Siyasi, politik tartışmalara girmeden bu coğrafya hakkında ve gelişmeler hakkında gözlemlerimi not edeceğim.
Bu söz konusu bölge Fırat ve Dicle Irmakları üzerinde kurulmuş en büyük iki barajı yani tatlı su kaynağını içerir. Fırat üzerinde bizim Keban barajımızın nerede ise iki katı büyüklüğünde olan Tabqa barajı ve Esat baraj gölü.Dicle üzerinde de Musul Barajı.Bu her iki devasa tatlı su kaynağının denetimi Kürtlerin elindedir.
Silahlı güç olarak. Bölge yani o coğrafya tüm dünyada tespit edilmiş "verimli" petrol rezervlerinin en az %2'sine sahiptir. İşte böyle bir coğrafya üzerinde ülke kuruluyor.
Aslında kuruldu da henüz resmi açıklama gelmedi. Nasıl bir ülke?-Olabildiğince etnik açıdan homojen insanlardan oluşan bir ülke. Çünkü bu coğrafyada yaşayan Araplar, Türkmenler, Ermeniler, olabildiğince seyreltildi.-Olabildiğince "siyasal İslam'dan" arındırılmış bir ülke. Çünkü başlıca IŞİD olmak üzere bölge bu konuda adeta sterilize edildi ve edilmeye devam ediyor.
-Olabildiğince ABD ve AB standartlarına uygun bir sosyal, politik, siyasal altyapı. Eğitim, sağlık, güvenlik ve adalet politikaları.Gidişat bu.Yalnız büyük bir sorun var.
Nüfus! Tüm bu olanaklardan yararlanacak ve ülkenin bu politikalar doğrultusunda inşasına destek olacak nüfus yeterli değil.
Özellikle Suriyenin Kuzey Doğusu bu konuda zaruret içerisinde. Sırf bu nedenle Anadoludan o bölgeye henüz yeni başlayan ama giderek artacak olan göç ihtiyacı var.
Şimdi siz tam olarak algılamakta zorlanırsınız ama o coğrafya adeta bir "fırsatlar ülkesi" .İnsanlar, hekimler, mühendisler, inşaatçılar, sanayiciler, işciler, çiftçiler, rantçılar, iktisatçılar, akademisyenler için yeni Amerika! Ama herkes için değil! Sadece belli bir etnik aidiyete sahip olanlar için.Ve o da yetmez!.
Kapıdan siyasal İslamcılar da giremez.Farklı düşünce ve öngörü sahiplerine saygı duyarım. 2029'da geriye dönüp bir daha bakarız.