Uzun yıllardır önerdiğim bir boykot nihayet bir günlüğüne de olsa gerçekleşti. Uzun yıllardır öneriyorum. Lütfen tüketmeyin! Artık bir tüketim toplumu olmaktan çıkın! Deliler gibi, çılgınlar gibi hiç ihtiyacınız olmayan ürünlere saldırmayın. O deli gibi aldığınız ürünler ya akıyor, kokuyor ya da modası geçti diye çöp haline geliyor.
Evinizden çöp çıkmasın. Ne kadar az çöp üretiyorsanız o kadar vatan millet için değerlisiniz. 2 Nisan tüketim boykotu elbette sıkışmış, illalah demiş geniş toplum kesimlerinin bir protestosuydu.
Ve sonuna kadar haklıydı. Acımasız kapitalizm ve iktidar ekonomi politikaları sabit ücretlilerin üzerinden silindir gibi geçti ve geçmeye devam ediyor. Fakir her gün her saat zaten tüketim eyleminde. Gönülden değil, mecburiyetten. Zengin çevrelerin buna eşlik etmesi ile bir günlüğüne gönlü okşanmıştır en fazla. Benim ek tavsiyem "ÜRETİM EYLEMİ" Kapitalist düzene karşı "ÜRETİN" kardeşim. Evinizde üretin. Bahçenizde üretin, balkonunuzda üretin. Salonunuzda üretin. Adam başı iki domates, beş biber üretin. Eski kıyafetlerinizi, ayakkabılarınız yenileyin. Temizleyin.
Tamir ettirin. Ve bunu bir boykot haline getirin. Bu boykot viral olsun. Üretim eyleminizi paylaşın cümle alemle. Öğrenci arkadaşlarım. Tatillerinizde gittiğiniz tatil yörelerinde, ailenize ait arazilerde üretime yardımcı olun. Sosyal medya hesaplarınızdan paylaşın. Kapitalizme karşı, kapitalizmi destekleyen politikalara karşı "ÜRETİYORUZ" diye haykırın artık kurban olayım.
Tüketim boykotu ananızın ak sütü gibi helal. Keşke tüm hayatınıza yansısa da abuk sabuk harcamalar içine girmeseniz.
Üretim eylemi inanın ki kapitalist dikta üzerinde tüketim boykotundan daha yıkıcı ve etkili olur.