9810,94%-0,50
37,87% 0,29
40,99% -0,32
3709,19% 0,12
5951,68% 0,76
Dervişoğlu’ndan “bütünleşik muhalefet” çıkışı
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında yaşananlara tepki göstererek “Cumhurbaşkanlığı ihtirası ve tek adam despotizmini harmanlayıp, bu yarışa aday olmak isteyen İmamoğlu’na zincirleme davalar açmak, diplomasını idari işlemle iptal etmek ve sabahın ilk ışıklarıyla onlarca polisle gözaltına almak; zulümdür, zorbalıktır ve ancak diktatörlüklerde yaşanabilecek bir gözü dönmüşlüktür. Dahası bu kararlar ve uygulamalar ne adaba ne delikanlılığa ne de racona sığar. ‘Kasımpaşalılıkla’ bunca yolu yürümüş o Karadeniz çocuğuna; ‘hem pusu kurup hem de arkadan vurmanın adı nedir?’ diye sorarlar” dedi. Dervişoğlu, “Karşımızdaki kollektif kötülüğü mağlup etmenin yegane yolu; bütünleşik muhalefettir. Muhalefet partilerinin birleşmesi değil. Muhalefet edilecek unsurlara, doğru ve yek duruş sergilenmelidir” diye ekledi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınması üzerine Saraçhane'ye giderek CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile bir araya geldi.
Dervişoğlu, görüşme ardından kameraların karşısına geçti.
Kötü bir haberle güne başladıklarını ve konuyu ilk andan itibaren takip ettiklerini belirten Dervişoğlu, Evinde, ailesinin huzurunda yapılan gözaltı, o evi matem evi yapar. Hukuk önünde elbette kimsenin bir ayrıcalığı yoktur. İmamoğlu’nun diploma kaynaklı hukuk faciası daha dün yaşandı - ki bunun da evveli var. 6 yıldır kararlılıkla sürdürülen teftişler, soruşturmalar, kovuşturmalar var. Hala kamuoyunu tatmin edecek bir sonuç ortaya konulamamış girişimler bunlar. Ortada bir toplam var. Bu bir birikimi de beraberinde getiriyor” dedi.
Son dönemde yaşananlara işaret eden Dervişoğlu, “Aylardır birçok vatandaşa, gazeteciye yapılan tutuklamalar var. Parti genel başkanları, TÜSİAD başkanı, kayyumlar var. Gerekçeler farklı ama hepsinde amaç ve yöntem aynı. Milleti korkutmak ve insanlara gözdağı vermek için bunlar yapılıyor” dedi.
Tek adam rejiminin nihai aşamasının yaşandığı günlerden geçildiğini savunan Dervişoğlu,
“Dilediği kararı verebilen, dilediği zaman kararından dönebilen, dilediğini söyleyebilen,
konuşabilmek hak olarak sadece bir tek adama verilmiş gibi gözüküyor. Onlara göre rakipler düşman, muhalifler hain. Yıllara sair; kahramanlar-hain, hainler-kahraman gibi süreçler yaşıyoruz.” şeklinde konuştu.
“Güçler ayrılığı yerini güçler birliğine bıraktı”
“Konuşacak çok şey var ama bugünün şartlarına baktığınızda da hukuk ve adalet adına konuşacak fazla şey kalmamış gibi görünüyor” diyen Dervişoğlu, “Anayasal düzen askıya alınmış, siyaset; muhalefete zulüm, iktidara haktır anlayışı hakim kılınmış, rakiplerin tasfiyesi için de her şey mübah hale getirilmiştir. Güçler ayrılığı yerini güçler birliğine bırakmıştır. Şikayetçi de, avukat da, savcı da, hakim de hatta ceza infaz memuru da tek adamdır” ifadesini kullandı.
“’Milletin adamı’, millete dair tüm kavramları öldürdü”
Dervişoğlu, “Bugün, Erdoğan’ın tüm tuşlara bastığı gündür. Tüm azametiyle kuvvetler birliğini milli iradenin üzerine boca etmiştir. Bugün artık Erdoğan’ın başka bir şeye dönüştüğü gündür. ‘Milletin adamı’, millete dair tüm kavramları yemiş ve öldürmüştür.” diye ekledi.
Konuşan Türkiye vurgusu
Diğer yandan konuşacak çok şey olduğunu vurgulayan Dervişoğlu, “Konuştukça özgürleşecek ve memleketin üzerindeki karabulutları dağıtacak reçete ‘Konuşan Türkiye’dir. Ve buna her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğumuz günleri yaşıyoruz. Konuşmak umuttur. Böyle günlerde sadece gözaltındakiler, tutuklular ve hükümlüler değil, dışarıda kalanların da umuda ihtiyacı vardır. Eli kanlı teröristlere değil, yurttaşlaradır bu umut! Bu umut dışarıdan içeriye, içeriden dışarıya taşınmalıdır. İşte bu yüzdendir ki; hepimize düşen, o umudu diri ve canlı tutmaktır” dedi.
Dervişoğlu’ndan bütünleşik muhalefet çıkışı
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın yaklaşık 2 aydır tutuklu bulunduğunu dile getiren Dervişoğlu, “Karşımızdaki kollektif kötülüğü mağlup etmenin yegane yolu; bütünleşik muhalefettir. Muhalefet partilerinin birleşmesi değil. Muhalefet edilecek unsurlara doğru ve yek duruş sergilemektir. Bu 23 yıllık karanlığı dağıtmak için bütün ışıkları bir araya getirmeliyiz. Küçüğü büyüğü yok. Her ışık, her umut, karanlığa açılacak bir kapıdır.” dedi.
Dervişoğlu şöyle devam etti:
“Cumhurbaşkanlığı ihtirası ve tek adam despotizmini harmanlayıp, bu yarışa aday olmak isteyen İmamoğlu’na zincirleme davalar açmak, diplomasını idari işlemle iptal etmek ve sabahın ilk ışıklarıyla 10’larca polisle gözaltına almak; zulümdür, zorbalıktır ve ancak diktatörlüklerde yaşanabilecek bir gözü dönmüşlüktür. Dahası bu kararlar ve uygulamalar ne adaba, ne delikanlılığa ne de racona sığar. ‘Kasımpaşalılıkla’ bunca yolu yürümüş o Karadeniz çocuğuna sorarlar; hem pusu kurup hem de arkadan vurmanın adı nedir? Saraydaki avanelerin ve dalkavuklarınla bugün kendinize hangi masalı anlatacaksınız bilmiyorum Sayın Erdoğan. Yendin mi? Kral sen misin? Çok mu büyüksün? Bu sözlerimin muhatabı, ne dediğimi çok iyi anladı.”
Son 24 saatte yapılanların, bundan sonra tenezzül edileceklerin göstergesi olduğuna işaret eden Dervişoğlu, “Şirazeyse kitap dağılmış, kantarsa topuzu kaybolmuştur. Siyasete zehir zerkedilmiştir. Hukuk silah olmuş, adalet mezata düşmüştür. Hukuksuzluk deriz ya! Hukuk da çok, kanun da çok. İhtiyacımız sadece adil ve liyakatli uygulayıcılar. İktidara ayrı muhalefete ayrı, yandaşa ayrı, vatandaşa ayrı tarife uygulamayan bir irade arıyoruz. Ancak Anayasal düzeni hiçe sayan tek adam rejiminde; alınan kararların meşruiyeti kalmamış, tükenmiş, tüketilmiştir. Bugün ise gayrimeşruluk tescillenmiştir. Bu tabloyu da iktidar bile isteye ortaya çıkarmıştır. Tüm Türkiye gibi bu iktidar da sonuçlarına katlanacaktır. Niyetinde hayır olmayan tek adamın, iktidarının ve idaresinin akıbetinde de hayır olmayacaktır.” diye ekledi.